okan bayülgen şımarıklığının, pervasızlığının ve üstenciliğinin yerlerde sürünmesini sağlamış milletvekili adayı;
oysa okan bayülgen son günlerde nisbeten gerçekçi, dikkatli bir politik söylem tutturmuş, ortalamanın üstünde sorular ve yorumlarla iyi bir yola girmişti;
taa ki özlem hanımla karşılaşıncaya dek:
- daha ilk başlarda bile, canının çektiğine tepeden bakma hastalığını elden bırakmadı;
- her sözü ve yaklaşımıyla berhan şimşek'i kayırmayı ihmal etmedi;
- ob, "yeni siyasetçi özlem" şımarıklığı ve dangalaklığıyla ilk büyük açığını verdi ve karşıdan olabilecek en kibar, en dikkatli uyarı geldi: "eğer bir tercih şansım varsa, soyadımla birlikte çağrılmayı isterdim"
- o an, okan bayülgen'in gerçek anlamda tokat yediği an sayılabilir;
- erkekliğinin, sunuculuğunun, kişiliğinin ve tüm şımarıklığının toplamına atılmış bir tokatmış gibi irkildi sayın sunucu ve bunu bir türlü saklayamadı;
- o kadar saklayamadı ki, kibarlığı, sunucu etiğini, tarafsız kalması gerektiğini unutuverdi;
- gak guk, bi dakkaaa, bunu diyemezsiniz banaa..., dedirtmem, kimse bana bunu diyemedi, beni tanımıyor musunuz?
- sizi tanımıyorum, ** ama televizyonda görüyorum, sunucusunuz!
- sunucunun delirdiği ikinci an!
- nasıl tanımazsınız beni? been...; 15 yıldır karşınızdayim; bir televizyon figürüyüm; nereye baksanız ben, haberlerde, yorumlarda, reklamlarda, eğlencelerde *) *) *
- tanımıyor seni kardeşim, zorla mı? milletin boğazına kadar giriyorsun diye, seni "tanımak" da zorunda mı?