kürtler neyi ne kadar alırlar ise sen de o kadar özgür olursun. nasıl olacak açıklayayım.
demokrasi batıya şöyle geldi: bundan neredeyse 1000 sene önce ingilizin aristokratının krala, bak bu masa benim sen bana bunu şuraya koy diyemiyorsun; aha bu köylü de benim buna da karışamazsın diyerek magna carta ile yola çıktılar. zamanla burjuvazinin aynı postayı bu sefer aristokrata koyması ile -para bende artistlik sende olmuyo böyle dayı- devam eden en sonunda sanayi devrimi ile ortaya çıkan işçi sınıfının da hepsine koyduğu posta ile en sonunda batı demokrasisi dediğimiz şeyi oluştu. zaten amerikanın köleliği kaldırma sebebi de zencileri sevmesi değil, işçilerin daha maliyetsiz olmasıydı. kölenin her bku ile ilgilenip çoluk çocuğunu da beslemek zorudnaydın. oysa işçi öyle değildi. veriyordun parayı geçinebiliyor mu çocuğu ne yer hastalanırsa ne yapar umursamıyordun. zamanla işçi hak istedi. olay çıkmasın kalabalık bunlar diyip emeklilik sigorta çalışma saatleri gibi düzenlemeleri yapmak zorunda kaldılar ve en sonunda yönetime de katılam hakkı vermek zorunda kaldılar.
türkiyede bu yol hiçbir zaman olmadı. bunun tek sebebi de osmanlının türk aristokrasisini kesmiş olmasıydı. kapıkulları da bildiğin köleydi. kullan at modeli. sonrasında burjuvazi olmadı çünkü osmanın torunları en çok türklerden korktular para kazanıp başıma dert olur tahta geçe diye. bu sebeple osmanlı zenginleri hep rum yahudi hristiyan kaldı. sanayi devrimini de ıskalayınca işçi sınıfı da olamadı.
cumhuriyet bir nevi magna cartaydı padişaha karşı yapıldı ve magna cartadan ileri giderek yönetimi tmamen değiştirdi. mustafa kemal türkiyesi de bu süreci çözüp, tersten işletmeye kalktı. tepeden inmeci jakoben yapısı bu sebepleydi. ama kimse zorla demokrat olamıyordu çünkü yol tarihte belliydi. bu sebeple 5 yıllık kalkınma planları sonradan çöpe atılıp cumhuriyet burjuvazisi oluşturulmak için bazıları seçilip zengin yapıldı. aristokrasi ise zaten oluşmuştu. osmanlı memurları ve asker. öte yandan işçi sınıfı yoktu olmamıştı. köyden kente gelen ve fabrikada çalışan işçi hiç bir zaman işçi olamadı. çünkü şehirlileşmedi. köylü kaldı. entelektüel ve kültürel yapısı değişmedi. lumpen oldu.
bugün 10 yıldır yaşadığımız bürokrasi ile iktidarın savaşı dediğimiz (ergenekon vs davaları falan hepsi) şey aristokratlaşmış olan istanbul burjuvazisi ile yine aristokrat asker ve bürokrasisi karşısına çıkan anadolu kaplanı yani tastamam gerçek burjuvazi arasındaki savaştı. doğal ve tarihsel diyalektik gereği burjuvazi kazandı. savaş sona erince ve saflar birbirlerini tanıyıp anlaşınca, doğal olarak bu süreçte şehirlileşmiş ve hafiften oluşmuş işçi sınıfı da şimdi savaşını verecek. çünkü savaşta burjuvaziye ne büyük desteği veren içi köylü yani halktı. şimdi o da alınan haklardan payını isteyecek ve bu açıkça kürt hareketinin silahlı mücadeleden vazgeçip yola çıkması ile başlayacak.
avrupanın 800 yılda yaptığı nasıl 10 yılda olur derseniz; kabilemiz artık daha kalabalık, internet cep telefonu vs ile haberleşme çok çok hızlı, insanların entelektüel hedeflere ulaşması satın alması çok çok daha kolay ve ucz ve zahmetsiz.