araba sarampole yuvarlanirken olacak olay.
ama olmayan. Hayatin son saniyelerinde yasadiklarin gözunun önunden bir film seridi gibi geciyor derler. Gecmedi. hayatin anlamsizliklarla dolu olmasi mi sebep ya da bu söylemin tamamen bir hurafe olmasi mi bilmiyorum. bosluk vardi, karanlik. ve bir denklem, bir hesap. her sey yavas cekimde ilerlemiyor, hizli da ilerlemiyor, her sey görundugu gibi, oldugu gibi. fren sesi. metalin tasa vurma sesi ve sessizlik. hafiza basindan sicak bir suyun akmasina kadar kendini zorlayabiliyor. ambulans, polis, doktor, hemsire, hastane. bunlarin hic biri yok.
uzun bir iyilesme sureci ve akabinde iyilesmek. bunlar hep gereksiz detaylar aslinda. Önemli olan anlamak, hayatta önemli olan seyleri kavramak. denklem demistim, hesap demistim. hayatin sirri basit aslinda. Hayata dair bildigin her sey bitecekken aklina "bu kadar mi?" sorusu gelirken her seyin bir saniyede degisebilecegini anlarken o saniye "sevdigim insanlarla kavga ettigim zamanlar, uzuldugum zamanlar, kizdigim ve sinirli oldugum zamanlar. Saniyelere bölunse belki yuzbinler olmustur. simdi bir saniye her seyi degistirebiliyor" diye dusunmek. saniyeleri tartmak lazim hayatta. önemli olanlara zaman vermek lazim.
ölmek ya da ölmemek yasamayi ögretiyor. sinirlenmemeyi, kavga etmemeyi, insanlari uzmemeyi.