özelleştirme

entry155 galeri video1
    95.
  1. Ödediğimiz vergilerle yol, köprü , otoyol yapan devletin bunları oluşan bütçe açığına karşı satışa çıkarma işlemidir. Yani devlet aslında kendisinin olmayan bir şeyi satıyor. Üstelik biz bunlara artık ayrıca bir para ödeyeceğiz. Vatandaşa soruyorlar bu konuda ne düşünüyorsunuz diye cevaba bak: "Bayramlarda yine bedava olacak mı"... Güler misin ağlar mısın haline...
    Cumhuriyet Gazetesi'nde Mustafa Sönmez 21 Aralık'ta ne güzel söylemiş: "Bir insan kendi varlığına bu kadar mı yabancılaşır" derken. Aslında yıllar öncesinden Nazım Hikmet de söylemiş, hem de ne güzel söylemiş:
    "Koyun gibisin canım kardeşim
    Gocuklu celep kaldırınca sopasını
    Sürüye katılıverirsin hemen
    Ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye"

    Bugüne kadar satış geliri 50 milyar doları aşan özelleştirmelerin sonuncusu köprü-otoyol özelleştirmesi de diğerleri gibi bir kaynak transferi. Yıllardır vatandaştan alınan vergilerle yapılan bu kamu mülklerinin üzerine 6 milyar dolarlık etiket koyup Koç-Ülker-Malezyalı ortak grubuna satılmak istendi.

    işin kötü yanı özelleştirmeden elde edilen bu kaynaklar Ankara ve istanbul Belediyesi'nin hovardalıklarına, sağlıkta dönüşüm gibi hovardalıklara aktarılıyor. Doğru düzgün bir şey de yok yani. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de Suriyeli sığınmacılara dünya kadar para aktarıyoruz.

    Sermayenin dini imanı olmadığını da yeşil sermaye olarak bildiğimiz Ülker ile laik ve cumhuriyetçi olarak bilinen Koç Grubu'nun nasıl yanlarına Malzeyalı bir ortak da alarak el ele kol kola ihale aldığını da görüyoruz. Bu ihalenin alımından sadece 2 gün önce Rahmi Koç'un CNN Türk'te de Recep Tayyip Erdoğan'a övgüler düzdüğünü de unutmamak gerek. Özellikle AKP'nin 3 dönemdir Türkiye'yi gayet iyi yönettiğini ve başkanlık rejiminin kötü bir şey olduğunu söylediğini unutmamak gerek. AKP döneminde Koç grubunun karlarının % 470 arttığını, 600 milyon dolardan 3,4 milyar dolara çıktığını belirtmekte de fayda var. Aynı AKP döneminde ihale masasından 4 milyar dolara Tüpraş'ın alındığını da ekleyelim. Tüm bunların nedenini merak ettiğimizde 2002 yılında AKP kurulurken Recep Bey'in 1 milyar doları nereden bulduğu konusunda "acaba" soruları geliyor insanın aklına elbette.

    Devlet "Ben bu işi iyi yapamıyorum, özel sektör yatırım yaparak devralsın. Hem de istihdam yaratsın." diyordu. Ne güzel hayal değil mi? Ama Telekom ve Tekel özelleştirmelerinde ne oldu? işçiler verimlilik adına işten çıkarıldı. Özelleştirme ihalelerinde başa koşan firmalar devlete ödeyecekleri parayı da kendi kasalarından değil dış piyasadan borçlanarak alıyorlar üstelik. Özel sektörün dış borcunun 330 milyar dolar olmasının açıklaması bu işte. Köprü - otoyol ihalesi askıda kaldı gibi ama sırada milli piyango, spor toto ihaleleri var... Benim caanım milletim sadece bakıyor, anlamıyor, anlamak da istemiyor. Kim bilir aklı ne zaman başına gelecek?

    Biz hala Drogba ile Krasic'i tartışalım, Survivor adası'na takılalım, hosteslerin elbiselerini uzatalım, Cüneyt Çakır'ın kararlarını doğruluğunu tartışalım, popstar yarışmasına, yetenek sizsiniz yarışmasına bakalım, Kuzey Güney'i dövecek mi, Hürrem ne dolaplar çevirecek diye ekran karşısında bakınalım.

    Nazım nasıl devam ediyordu?

    "Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani
    hani şu derya içre olup
    Deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf


    Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
    ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    - demeye de dilim varmıyor ama-
    Kabahatın çoğu senin, canım kardeşim
    0 ...