--spoiler--
Ne çok istek. Ne çok özlem. Ve ne çok acı, yüzeye ne kadar yakın,
yalnızca birkaç dakika derinde. Yazgı acısı. Varoluş acısı. Hep orada
olan, yaşam zarının hemen altında sürekli uğuldayan acı. Ulaşılması
böylesine kolay olan acı. Pek çok şey - basit bir grup alıştırması,
birkaç
dakikalık derin düşünce, bir sanat yapıtı, bir vaaz, kişisel bir kriz,
bir kayıp - bize en derindeki isteklerimizin hiçbir zaman
gerçekleşemeyeceğini anımsatır: genç kalmak, yaşlanmayı durdurmak,
yitirdiğimiz insanların dönmesi, ebedi aşkı bulmak, himaye edilmek, anlam
ve önem kazanmak, ölümsüzlüğe kavuşmak.
Ne zaman ki bu ulaşılmaz istekler tüm yaşamımıza egemen olur, o
zaman yardım almak için aileye, dostlara, dine - bazen de
psikoterapistlere - yöneliriz.
--spoiler--