genç, tecrübesiz filan ama siyaseti özümsemiş maşallah. erken havaya girmek oldu tek hatası. bir de milletvekili olduktan sonra kendisini seçenlere göstereceği tavrı okan'a* göstermesi.
hiç yoktan kendisine hitap edilme biçimini mesele yapan bir insan istediği biçimde davranılmadığını görünce çıkıp gider değil mi oradan? oysa hiç öyle bir niyeti yok türköne'nin. iki dakika önce "londra'da yüksek lisans da yapmıştım" diye lafa atlarken gözler ışıl ışıl; iki dakika sonra ağlamaklı ve bilmem ne biçim bir saygısızlığa maruz kalmış, yazık.
bu kıssa tabii. hisse, öyle kadın olsun-genç olsun-türköne kadar güzel olsun demekle olmaması bu işlerin. (okan ise yalnızca vesile.)