bir babanın elinde bir sağlık karnesi ve yanında sekiz dokuz yaşlarındaki oğluyla kuyumcu dükkanından içeri girmesi. dükkanda oturanlara üstünkörü bir göz gezdirdikten sonra kuyumcuya hiç bir şey söylemeden parmağındaki yüzüğü çıkartıp kuyumcuya uzatması, kuyumcunun "elli sekiz milyon" demesi üzerine yine hiç bir şey söylemeden başını hafifçe öne doğru eğmesi ve parayı aldıktan sonra yine tek kelime etmeden kuyumcu dükkanından çıkıp oğlunun elini tutarak devlet hastanesine doğru yürümesi..