bazı romanları okuduktan sonra hele ki istanbulda öyküsü geçmiş romanlarda şiddetle olay yerine gidip kahramanların yaşamlarına tanıklık etmek isteriz ne yazık ki bu romanı bitirdikten sonra romanın geçtiği döneme ait esyaların sergilendiği müzeye gtme isteği uyandırmamıştır ben de, zira yazar kahramanların ruh hallerini yeterince iyi yansıtamamış karakterle özdeşim kurmamızı sağlayamamıştır bana göre, Kemal in aşk diye tabir ettiği duygu takıntı saplantı olarak hıssedılmekte ayrıca füsun un iç dünyasından sadece hırslı oldugunu anlayabilmişimdir, gönül isterdi ki füsun daha canlı kanlı yaratılsın bende müzeye gittiğimde elbisesine bakıp bişeyler hissedebileyim, olmadı pamuk bey, olmadı bence, o övgü dolu cümleler bu defa sizin için abartıldı ... ve birde kitabın arka kapağında yazar ın bilmem ne müzesinde araştırma yaparken resmini görmekteyiz, bunlar da kemal adlı baskahramının müze gezintilerini isim isim bir sayfada yazmak için kullanılmış, hanı beklerdim ki onca müze gezildikten sonra her müzeden bir eşya ile kahramanların yaşamları bir noktada kesissin, artık onu da ben yazarım, pazarlama iyi diyorum özetle...