(Ey Muhammed!) Kur'ân'daki Meryem kıssasını da an (insanlara anlat). Hani o, ailesinden ayrılarak (evinin veya mescidin) doğu tarafında bir yere çekilmişti. (meryem 16)
Rabbimiz burada, elçi olarak seçtiği hz.muhammed (sav)'den insanlara meryem kıssasını anlatmasını istiyor. ona eşinden, sevgilisinden, karısından bahset demiyor, bununla ilgili en küçük bir anlam yoktur. rabbimiz isteseydi burada biz müslümanlara ulaştırılsın diye (eşi) olarak bahsedilemezmiydi? allah bunu bu şekilde gönderemez miydi? buna mani olacak hangi güç var? ama rabbimiz resulunden, insanların ibret almaları için bir mucizesinden daha haberdar ediyor. bu konuda insanları bilgilendirmesini ve bu allah tarafından adem'in yaratılmasından sonra gerçekleşmiş en müthiş yaratma hadidesini insanlara aktarmasını istiyor allah (cc).
yaratılan ilk insan olan adem (as) cennete yaratılmış ve daha sonra allah tarafından yeryüzüne gönderilmişti. bu yaratılma hadisesine hiç bir insan şahit olamamıştı yaratma eylemi cennete geçtiği için. fakat meryem kıssasında ise, babasız bir insanın nasıl yaratıldığı, bu işin allah'ın gücüne ve kudretine insanların şahit olmaları ve rablerine inanmaları için gösterilmiş bir delildi elbette. daha sonra isa (as) kundakta iken yine tek rab olan allah tarafından "konuşturulması" tüm bunlar durumun allah tarafından gerçekleştirildiği, buna malik olan gücün sadece allah olduğu vurgusudur, bununda tüm insanlar tarafından bilinmesi için allah resulüne anlatması için talimat vermiştir.
Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona meleğimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü. (meryem 17)
iddia'nın düğüm noktası ve içinde itilaf çıkarılmaya çalışılan, tüm bu hengamenin, dinler arası diyaloga açılan kapı işte bu ayet. Mevzu kafada itilaf oluşturmak, daha açık tabirle;
- biz böyle bir şey demiyoruz, sadece o anlamda da olabilir diyoruz.
fitneyi sokan bak ne diyor;
"Ancak bu kat'î değildir, sadece bir ihtimaldir. ihtimaller ise delillerle takviye edilecekleri ana kadar kat'iyet ifade etmezler." http://tr.fgulen.com/content/view/1568/98
yani şu an delil uyduramıyoruz, millet hala dinine bağlı işi biliyor, biraz daha zaman geçsin ortaya bir delil "sıçarız" konuyuda bu delile bağlarız, o zaman problem kalmaz.
doğruluk kendinden asla ödün vermez, doğruluk eğer milim yanlışa yönelse hata etmiş olur. Buradaki doğruluktan kasıt Allah doğrusudur, yani mutlak doğrudur. bir belediye başkanının çok ünlü bir filozofun değil mutlak doğrunun kaynağı allah doğrusudur, bu da Kur'an-ı kerimdir. Allah bir müslümana ne şekilde inanmasını emrediyor ise, bir müslüman buna bu şekilde inanmak zorundadır, allah ve resulu bir konuda hüküm vermişse, kim olursa olsun verilen bu hükme itiraz edemez içindekini değiştiremez, farklı anlamlar yükleyemez, bu budur.
bu ayet aracılığı ile bir kapı aralayıp allah'ın resulunu tutup isa (as) a baba yapıyorlar, yok efendim ne alaka, biz öyle demek istemedik, bakın başka bir sayfada bu şöyle söylenilmiş, siz yanlış anladınız vs. geçin bunları, sen kalk allah'ın ayetine farklı bir anlam yüklemek için içine fitne at, sonra biz öyle demek istemedik yanlış anlaşıldı, embesilmiyiz biz yanlış anlayalım? allah'ın verdiği hidayeti fitnece işlerde kullanan, allah'ın emrinin dışında işlerde kullanan ve insanların cehenneme gitmelerine kapı açan hangi fikir ve düşünce olursa olsun hiç bir mümin bunu yemez! bu dinin koruyucusu tüm insanların ve yaratılmışların koruyucusu olan allah'tır.
alın o kokuşmuş cesetlerinizide fitne dolu zindanlarınıza, el etek öpme merasimlerinize geri dönün, size burada ekmek yok.