çanakkale savaşları

entry30 galeri
    15.
  1. ilber ortaylı'nın çanakkale savaşları ve savaşlar hakkında bilginin topluma kazandırılması hakkındaki yazısı aşağıdadır.

    karanlık bir konuda ışık niyetine önümüze konan belge ve döküman her zaman gerçek ışık olmayıp seraptan daha kötüsüne mal olabiliyor. işte 1915 savaşı ve ermeni techirinde yaşadığımız da tam budur.

    --spoiler--
    Britanya imparatorluk Harp Tarihi Müzesi ve Britanya Kütüphanesi’ndeki hazır dökümanlara el atıp kolayına film çıkarmak modasından artık vazgeçmelidir. 18 Mart gecesi TRT’de seyrettiğimiz belgesel daha evvel vizyona giren filmin düzeltilmişi gibi... Çanakkale Savaşı’nın encamı ve ruhu Avustralyalı askerlerin yazdığı mektuplardan anlaşılmaz

    Her toplum tarihi yapar; bazısının yaptığı tarih öbürlerini ve dünyanın gidişini etkiler. Çanakkale Deniz Muharebeleri ardından kara savaşı, dünya tarihinde kendi anısına dikilen abide kadar kalıcı ve destansıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın kaderini, savaş sonundaki gelişmeleri etkileyen büyük olaylardandır. Savunma durumunda olan Türkler, Tıb Fakültesi ve Mühendis Mektebi’ndeki, seçkin liselerdeki genç aydınlarından kasabalardaki becerikli zenaatçısına, ülkenin toprağını ekip biçen çiftçisine kadar ancak 40 yılda telafi edebilecekleri büyük kayıplar vermişlerdir. Kurtardıkları topraktaki insanlar verdikleri
    savaş yüzünden vatandaşlık toplumuna doğru önemli bir adım atmışlardır.
    Evet, vatandaşlık toplumuna ve bilincine bir ulusun bireyleri, filozofları okumaktan çok yaşadıklarıyla ulaşırlar. Çanakkale’de savaşan asker Galiçya’ya gitmiştir. Aynen başındaki genç komutanlar gibi Doğu cephesine kaymıştır. Suriye-Filistin’e ve Mezopotomya’ya akmıştır. 1915 ve 1916 Gelibolu ve Kut’ül Ammare gibi Britanya imparatorluğu’nu sarsan, ingiliz kamuoyunu imparatorluk uykusundan uyandıran, ingiltere’yi Avrupa’dan Ortadoğu’ya çeken savaşlardır. Yanlış tarafta savaştık; daha doğrusu bizim olmayan bir savaşın içindeydik, yenilgi kaçınılmazdı ve imparatorluk parçalanacaktı. Ama bu arada vatanımızı ve insanlarımızı da kaybettik.

    TRT’nin hizayı bulma vakti gelmiş de geçiyor bile

    Bu dramatik muhteşem tarihi nasıl yorumluyoruz sorusuna gelince; bir müddetten beri moda olduğu üzere, Britanya imparatorluk Harp Tarihi Müzesi ve Britanya Kütüphanesi’ndeki hazır döküman ve kasetlere el atıp kolayına film çıkarmak modasından vazgeçmelidir. 18 Mart gecesi TRT’de seyrettiğimiz belgesel daha evvel sinemalarda vizyona giren filmin düzeltilmişi gibi görünüyor. Çanakkale sadece ANZAC’larla Türk askerleri arasında geçen savaş değildir. Çanakkale Savaşı’nın encamı ve ruhu Avustralyalı askerlerin yazdığı mektuplardan anlaşılmaz. Hemen hemen hiçbir Türk savaş tarihçisine müracaat edilmemiş. Sadece kısa takdim konuşması yapan bir prodüktör var. Peter Hart (ki iyi bir tarihçidir), Nigel Steel, Robin Prior, Les Carlyon ne kadar iyi de olsalar bu gibi filmlerde “audi alteram partem” (öbür tarafı da dinle) kuralına uyulması gerekir. Uyulmaması imkansızlıktan değil, kolaycılıktan. Bu geçiştirmeciliğin sonunda başkaca rejisörün biri evinin bahçesine siper kazarak Çanakkale filmi çevirmeye kadar işi götürdü. Ciddi olalım; yapılan tarihin böylesine geçiştirilmesi hazin bir tecellidir. TRT’nin de artık hizayı bulması vakti gelmiş de geçiyor bile.
    --spoiler--
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük