Kişisel olarak yurt çapında yapılan sınavlarla hiç sorunum olmadı. Bir kere çok başarılıydım, bundan da olabilir. Büyük sınavların hepsinden istediğimi alarak çıktım.
Bölgelere göre eğitimin niteliği büyük farklılıklar gösteriyor. Yeni nesil bilmez, bizim zamanımızda süper lise diye bir şey çıkartmışlardı. Bunlar sınavla değil not ortalamasıyla öğrenci alıyorlardı. Kabataş Lisesi böyleydi, örneğin. Süper liseler çıktığı yıl Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde doğru düzgün okuması bile olmayan ne kadar ağa çocuğu varsa Kabataş Lisesi'ne kaydoldu. işte bu nedenle merkezî sınavların vazgeçilmez olduklarını düşünürüm. Ancak...
ÖSS'de (ya da adı bugünlerde ne haltsa) her yıl bölücü terör örgütü soruları çalmakta ve Hakkâri, Diyarbakır gibi illerden, istanbul Üniversitesi başta olmak üzere Türkiye'nin alanında en iyi okulları ve bölümlerine (özellikle de Sözel puanla alanlar) Türkçe bile konuşamayan tipler akın akın gelmektedir. Fakültem adına konuşursam; i.Ü. iletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'ne giren barzonun haddi hesabı yok. Bu durum öğrenci niteliğini, eğitim niteliğini ve sonunda da bölümün taban puanını yerle bir etti.
Tabiî bunun bir de Adalet ve Kalkınma Partisi ve Fethullah Terör Örgütü ayağı var. Sorular hazırlanırken belli bir sisteme göre hazırlanıyor ve FEM denen dershaneler şakirtlere bu sistemi öğretiyor. Balık baştan kokuyor.
Ülkenin en iyi okul ve bölümlerine hiçbir niteliği olmayan tipleri dolduruyorlar. Bunun da nedeni Türkiye'ye gelecekte de hegemonyaları altında tutmak. Geleceğin sağlık, hukuk, savunma gibi kritik alanlarına kendi adamlarını doldurmak dışında hiçbir amaçları yok. Amaç eğitimi iyileştirmek, ülkeye yarar falan değil.
10 yıldır Türkiye'de eğitim ve bilimin baltalanması; liyakâte değil yalakalığa bakılarak işe alımların yapılması...
Tüm bunlara bakınca şunu görüyorum: Bu ülkede okumak yarar değil zarar getirir. Üniversite bitirmenin tek olumlu yanı erkeklerde askerliğin kısalmasıdır ki o da yakında kalkacak. Okusanız ne okumasanız ne böyle bir ülkede?
