--spoiler--
Özelleştirme programından yabancı girişimcilere satılan hisselerin bedeli toplam özelleştirme gelirlerinin yüzde 24'üne ulaşabilmişken, istanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem gören şirketlerin yüzde 71'i yabancılar tarafından alınmış durumda. Peki bu yabancı yatırımcıların etnik kimliğini bir bilen var mı? Aslında küresel ekonomide böyle bir soru da gereksiz zaten. Çünkü, devletler artık yabancı yatırımcının kimliğine değil, ne yaptığına bakıyor. Eğer gelen yabancı sermaye ülkeye olumlu katkı yapıyorsa onu destekliyor, katkı yapmıyorsa ülkesinden gitmesi için yol gösteriyor. Dolayısıyla yabancı sermayeden ve onun kimliğinden korkmaya hiç gerek yok.
Petkim'in stratejik olup olmadığına gelince, Türkiye'de petrokimya ürünleri talebi 6 milyar dolar düzeyinde seyir ediyor. Petkim ise Türkiye petrokimya ürünleri talebinin ancak yüzde 25'ini karşılayabiliyor. Ülke talebinin büyük bölümü ithalatla karşılanıyor. Bu nedenle Petkim ekonomimiz için öyle söylendiği gibi 'stratejik' bir özelliğe de sahip değil. Ayrıca Petkim'in piyasaya yaptığı ürün arzıyla fiyat düzenlemesi yapabilmesi pek mümkün değil. Üstelik Petkim'de 'altın hisse' bulunduğu için, yönetimin kararları anında kontrol edileceğinden, ülke çıkarına aykırı bir icraatın yapılması da mümkün olamaz. Öte yandan askeri açıdan da Petkim'in stratejik bir önemininin olmadığına dair Genelkurmay Başkanlığı'nın bir yazısı, Petkim'in dosyasında zaten bulunuyor.
Peki Petkim'in özelleştirilmesinde hiç hata yapılmadı mı? Hata, genel seçimlere 17 gün kala Petkim ihalesinin yapılmış olmasıdır. Daha önceki hükümetler döneminde Özelleştirme idaresi seçimlerin en az iki ay öncesinde özelleştirme ihalelerini durdurur ve yeni hükümetin iradesini beklerdi.
Teamüllere uyulsaydı yıllar önce özelleştirilmesi gereken Petkim'de bugün böyle tuhaf bir tartışma yaşanmayacaktı. Ama şimdi Petkim'in 20 yıllık özelleştirme macerasını tamamlamak yine zorlaştı.
--spoiler-- *
hükümet uşaklarını teker teker medyaya çıkarıyor ve oy kaybetmemek için konuşturuyor.. rıfat hisarcıklıoğlu ndan sonra süleyman yaşar da bu tayfaya katıldı ama ne fayda... üstelik yazıyı radikal e yazmış.. *