Kanlı bir sabahın ayaza çalan yüzüdür gidenler
Al kana boyanmış yüzleri gökyüzüne dönüktür üstelik
Kendi kanlarıyla taranmıştır saçları
Aynı sabahın ayazında düşerlerken toprağa ecelsiz
O dağlara haykırmışlar mıydı en soylu sevdalarını
O en soylu düşlerini bir kere daha görmüşler miydi
Kimbilir güneşin önünde toprağa serili o bedenleri
Yani o siper eyledikleri göğüsleri son kez üşüyebilmiş miydi o sabahın ayazında
Kendisini vuranlar da kardeşleri değil miydi
Vatan diye kavrulmuyor muydu yürekleri onların da
Bir insan nasıl dayanır
Nasıl insanlığından utanmaz başkasının acısından zevk alırken
Yani işkencelerde damarları şişerken karşısındakinin
Bir insan nasıl kahkahalar atabilirdi
Ölüme giderken o üç yiğit tıpkı diğerleri gibi korkusuz
Yani titremeden ve gülerek
Yani son sözlerinde bile özgürlük diyerek
Tam bağımsız bir türkiye düşleyerek
Giderlerken onlar ve asılı dururken karşıda bir darağacında
Gölgeleri sallanırken önünde darağacının
Bir yürek nasıl sevinç naraları haykırabilirdi
Kardeşiz oysa
Aynı coğrafyanın ayışığında sevdalanmış
Aynı coğrafyanın kokusuyla büyümüşüz
Bizi bize düşman eden kinle yoğrulmuştur geçmişimiz
Ve sırf bu yüzden
Kardeşçe yaşama sevdasını boğmuşuz uzak denizlerde
Artık ulaşılamaz uzaklıklar
Aşılmaz yücelikler birikmiştir kinle tılsımlanmış yüreklerimizde
Kardeşimsin kıyamam, kıyma kardeşlerime sende ne olur.
Bitsin bu dağlanmaktan usanmış yaramızdaki sızı.
Artık yok ettirmesin bizi gölgeler ıssızı.
Kardeşim
Birbirimizi anlamıyorsak
Aynı dili konuşmamak değildir neden
Aynı kıza aşık olmamızdandır bütün bunlar
Ve o kız için
Kelle koltukta gezeriz ikimizde
O kız yani o tertemiz o soylu rüyamız;
Vatan!