aşkı bacak arasına giden bir yol olarak görürsen, elbet biter yolun sonuna ulaştığında. yolcu mudur bunun suçlusu, yoksa o yolcuya aşkı anlatanlar mıdır ? ya da bastırılmış arzular mıdır bilmem. bildiğim şeyse ilk olarak aşkın öyle ebatları olmadığıdır. aşk bir duygudur , duyguysa su gibidir. sen nasıl yorumlarsan öyle olur, onun şeklini alır.
sonra bir de aşk dediğimiz olay sanki seksle iki zıt kutupmuş gibi düşüncelerimiz var toplumumuzda.
''sevdiğimin elini tutmaya kıyamam ben'' falan fistan bir zihniyet gerçeği var ki kusmak istiyorum. sevdiğinin elini tutmak , onu öpmek , dokunmak.. bunlar ''kıyılınıcak'' şeyler değil la. eğer ki sen onun bedenine dokunduğunda bir et parçasından başka birşey hissetmenin ötesine geçemiyorsan işte odur ''kıyılınıcak'' şey. hatta süper kıyma olur yağsız yerlerinden.
evet. bacak arasında biten aşklar gördüm. ama bir o kadarda bacak arasında başlayan aşklar gördüm. aşk dediğimiz seksle bütündür. paylaşmaktır seks, aşık olmaktır. karşındakinin haz duyduğunu görmekten haz duymaktır.
eğer aşk bacak arasında bitiyorsa, zaten o aşk değildir. aşk dediğin bacak arasından sonra 5'e takar vitesi, turboya basar. olimpiyatlara katılır. sevişin korkmayın sevişin.
sizin o dediğiniz sikmek...
