öncelikle hayattaki herşeyleri oyundan ibarettir. su içerken dahi biriyle veya birşeyle yarışma halindedir ve bu oynadığı oyunları büyük bir hırsla sadece kazanmak için oynar. kazanacağı şeyin para ya da makam olması onlar için önemli değildir, sadece beyinden gelecek "kazandın, artık bırakabilirsin" sinyali için oynarlar.
yaptıkları ve düşündükleri her zaman kendi değerlerine uygundur ve en zor durumda dahi bu değerlerden ödün vermemek için elinden geleni yapar, çünkü kendi içinde kaybederse dışarıdan kazansa bile onun için bir anlam ifade etmez. değerleri ise genelde toplum ile fazla uyuşmaz hatta taban tabana zıt bile olabilir.
çok tutuculardır. düşündükleri onlar için olan tek doğrudur ve bu düşündükleri gerçekten yanlış olsa dahi konuşmaktan bayılana kadar bu yanlışlarının arkasında dururlar.
kazanmanın yanı sıra rakiplerinin kaybetmesi de onlar için önemlidir. başarıyı paylaşmayı çok fazla sevmezler özellikle de bu başarı için büyük çaba ve fedakarlıkta bulunmuşlarsa.
bencildirler ancak bu bencillikleri ailesi ve çok sevdiği dostları, eşi vs. için de geçerlidir. sevdikleri insan sayısı azdır ancak sevdikleri onun için çok önemlidir. insanlara çabuk ısınır ancak zor güvenir ve güvendiği bir insan onun bir dakikada hayatını kaydırabilecek herşeyi öğrenmiş olur.
sinirlenilmeyecek şeylere aşırı tepki gösterirken, gerçekten sinir bozucu olaylar karşısında olaylardan daha sinir bozucu bir sakinlikte olur. ancak bu durum onun birçok tartışmada başarılı olmasını sağlar. konuşmak en büyük silahıdır. emek harcayarak yaptığı bir konuşmayla hitap ettiği kişiyi etkisi altına alabilir.
sevdiği insanlarla zaman geçirmekten çok hoşlanır ancak morali bozuk olduğu zamanlarda oturduğu ya da yattığı yerden asla kalkmak istemez. oturmak ya da yatmak onun savunma mekanizmasıdır. çünkü bütün sıkıntılarından kurtulmasında çok büyük emekleri vardır. bu nedenle koltuğunu, yatağını ve bomonti şişesini çok sever.
fazla erkeksidir. meyhane veya stadyum gibi ortamlarda kendisini bulur. o an orada tanıştığı insanlar onun için tam anlamıyla sohbet edilecek, dert anlatılıp kadeh tokuşturulacak insanlardır.
keyfine çok düşkündür aynı zamanda. en mutsuz zamanlarında bile kendisini öyle şartlar ki sanki mutsuzluğunu tamamen kendisi yapmış ve başarılı olmuş gibi hisseder hatta geriye dönüp baktığında mutsuz olduğu anlar onun için yüzünü güldüren anılardır.
genelde umursamazdırlar ta ki başlarından gerçekten kötü bir durum geçene kadar. işte o zaman tam manasıyla amı götü dağıtıp uzunca bir süre toparlayamazlar. toparladıktan sonra bile tam anlamıyla eskiye dönmeleri uzun zaman alır.
son olarak da dışarıya çok açık olmasına rağmen içinde kendisinin bile bilmediği şeyler vardır. an gelir hiç olmayacak işler yapar ve yapar yapmaz farkına varır. vereceği tepkiler ve söyleyeceği sözler eğer üzerine düşünülmemiş ise kendisi tarafından bile kestirilemez.
