depresyona giriyorum gün içinde 1-2 şer saatten bikaç defa. psikologa gidip, beni hipnozlasana doktorum, elleme şurda kalayım 10 15 gün demek istiyorum. hiç bir şeyden tat almıyorum, anlık mutluluklardan başka bir şey yok elimde. çok düşünüyorum ondan mı acaba diyorum. sonra bu çok düşündüğümden mi düşüncemi bile çok düşünüyorum. böyle bir paradoks. sıkılıyorum, buzdolabını acıyorum. hiç birşey yapmadan geri kapatıyorum. evde bir iki tur atıyorum, zıplayıp tavana dokunmaya çalışıyorum. sonra tekrar dolabın başına gelip açıyorum. bakınıp bakınıp geri kapatıyorum.. kimseyle sohbet etmek istemiyorum, kimsenin muhabbeti açmıyor. kendi kendime hedefler koyuyorum, anlık. mesela diyorum ki, kalemi kaldırmadan tam bir daire çizersem, akşam dışarı çıkabilirim. yada başka bir örnek vereyim; avizede 25-30 arası taş varsa, 1 yıl içinde sky diving yapacagım diyorum. gidip sayıyorum. kaybedince vazgeçiyorum sky divingten. ama cidden vazgeçiyorum, 43 çıktı avize taşı ve şuan gerçekten sky divingten vaz geçtim. yada daire çizdim, akşam dışarı cıktım. zor günler geçiriyorum. ama dışarıya hiç yansımıyor. herkes mutlulugumu dile getiriyor. oysa bilmiyor kimse acaba kaç sn. de işediğimi bile kendi kendime düşünüp, saat tuttugumu, kafayı yedigimi.