yalanlarla dolu br coğrafyada, yalan yanlış bilgilerle donatılarak yaşıyoruz malesef.
bu yalanlardan biri ve en hayasızı ise kürtleri şirin gösteren yavşakların son zamanlarda sürekli gündeme getirdikleri "bu vatan çin birlikte savaştık" ve "çanakkale'de kürtler de savaştı" yalanlarıdır.
evet biz bu vatanı birlikte kurduk, çanakkale'de birlikte savaştık.
evet evet hatta yahudiler ile birlikte savaştık ve kurduk biz bu memleketi.
peki ya kürtler? ya araplar?
arapların bu kategorizasyonda neden yer almadıklarına daha önce etraflıca değinmiştik. hatırlayanlar bilirler;
(bkz: çağlar boyu arap ihanetleri/#13735392)
zaten konumuz da araplar değil, onun için biz kürtlere geçelim...
bu yazımızı da rakamlara dayandıracağız ki türk'ün kutlu zaferlerine kürt'ü ortak etmek isteyen yavşaklar üzerine söz söyleyemesin...
başlangıç olarak osmanlı devleti'nin avrupa kaynaklarında geçen birinci dünya savaşı öncesi nüfus ve demografik verilerine göz atalım.
1914 nüfus saymına göre osmanlı'nın resmi nüfusu 14 milyon civarındadır.
lakin bu nüfus sayımında sayılmayan göz ardı edilen unsurlar da katılırsa ve yabancı gizli servis raporları göz önüne alınırsa osmanlı'nın nüfusu 18 milyon olarak karşımıza çıkıyor.
ingiliz kayıtlarına göre;
osmanlı nüfusu: 18.000.000
kürt unsur: 2.800.000
alman istihbarat raporlarına göre;
osmanlı nüfusu: 18.000.000(ingilizler ile aynı)
kürt unsur: 1.600.000
alman ve ingiliz belgelerindeki kürt unsur arasındaki çelişki ingilizlerin zazaları da kürt nüfus toplamına katmasından kaynaklanıyor belli ki.
birinci dünya savaşında silah altına alınan toplam asker;
osmanlı harbiye nazırlığı resmi rakamı: 2.998.000
ingiliz kayıtlarına göre;
toplam silah altına alınan personel: 3.156.000
kürt unsur: 44.000
alman istihbarat raporlarına göre;
toplam silah altına alınan personel:2.998.000
kürt unsur: 44.000
bu rakamlara istinaden şunu diyebiliriz ki, rakamlar osmanlı'nın müttefiki olan almanya'nın istihbarat birimlerinin hazırladığı raporlara dayandırılmıştır, ingilizler de alman raporlarını referans almışlardır.
şimdi alman raporlarını referans alarak sesli düşünelim.
osmanlı tebası içindeki kürt nüfusun oranı: 18.000.000/1.600.000= yaklaşık olarak yüzde 10
osmanlı ordusundaki kürt unsur oranı: 2.998.000/44.000= yaklaşık olarak yüzde 1.5 hadi biz ona yüzde 2 diyelim ki yuvarlak olsun.
bir dengesizlik var gibi.
evet. var...
zira osmanlı'da kürt-türk diye kayıt tutma yoktu, müslüman-gayrimüslim olarak kayıt tutulurdu. yani kürtler osmanlı'nın asli unsurlarından biriydi.
şimdi sevgili kürt sevicilerine soruyorum.
osmanlı'nın asli unsur olarak kabul ettiği ve nüfusunun yüzde 10'una tekabül eden halk, osmanlı'nın en çetin dönemi olan birinci dünya savaşı esnasında neden asli unsur olmamış ve osmanlı ordusu'nda nüfusuna oranla yer bulmamış?
geçelim...
çanakkale cephelesinde şehit sayıları:
yine alman istihbarat raporlarından;
toplam şehit:48148
kürt unsur: 221
çanakkale'de silah altına alınan toplam kürt unsur: 12.000
toplam şehit sayısının binde 5'i...
kürtlerin belki şehit sayısı ve çanakkale savaşına olan katkıları daha fazla olabilirdi.
lakin, kürtler bugün iddia ettikleri gibi bu vatanın asli unsuru gibi davranmadılar, örneğin çanakkale savaşında tek bir kurşun dahi atmadan dağılan 77. alayın tamamı kürttür.
savaştan kaçan bu kürt askerler cephe gerisinde osmanlı ordusunu uğraştırmış, erzak ve mühimmat konvoylarını yağmalayarak düşmandan daha fazla zararlar vermiş ve savaş dolayısıyla haklarında infaz kararı çıkarılmış ve yakalanan firariler derhal infaz edilmiştir.
yine kürtlerden mürekkep bir başka alay olan 72. alay ise çatışmaların en çetin olduğu conkbayırı'nda kanatlarını korumakla görevli olduğu 57. alayı yüzüstü bırakmış, silahlarını dahi düşmana terk ederek etrafa dağılmış ve hatta esir düşmüşlerdir. şefik aker paşa anılarında bu kahpelikten bahsetmektedr.
edward j erickson adlı bir ingiliz savaş tarihçisi "ordered to die" (türkçe çevirisi "size ölmeyi emrediyorum") diye bir kitap yazmıştır.
bu kitap birinci dünya savaşı'nda osmanlı ordusunu anlatıyor.
fakat kitabın çoğu yerinde "osmanlı ordusu" yerine "türk ordusu" denmiş.
yazar sunuş kısmında bunu şöyle açıklıyor: "bu kitap 1. dünya savaşında osmanlı ordusu adını taşıyorsa da aslında türk ordusunu anlatmaktadır.
"gerçekten de, savaşa baktığımızda en acımasız düşmanları olan ingilizlerin osmanlılarla değil, her zaman türklerle savaştıklarını görürüz.", "her ne kadar osmanlı imparatorluğu hukukî olarak varlığını hâlâ sürdürmekte ve ayrıca araplar ve kürtler gibi bağlı halklar orduda hizmet etmekteyseler de ordunun özü türk'tü ve siperde ölmek gerektiğinde ölenler genellikle türkler oluyordu"
şimdi dönem dönem biz bunları yazdığımızda, şanlı çanakkale zaferimize ortak çıkmaya çalışanlar kürt şehit sayısının az olmasını, çanakkale'nin coğrafi uzaklığına bağlıyor ve "kürtlerin diğer cephelerde savaşıp şehit olduğu"ndan bahsediyorlar...
diğer cepheler...
hangileri? kürtlerin yaşadığı coğrafyaya yakın olan cepheler.
misal sarıkamış.
kürtlere çanakkale'den çok daha yakın. sarıkamış'ta osmanlı harp tarihi kayıtlarına göre verdiğimiz şehit sayısı 50.000'dir.
ingiliz kaynakları bu rakamın 90.000 olduğunu refere eder, rus kaynaklarına göre bu rakam 108.000'dir.
savaş öncesi osmanlı resmi kayıtlarında slah altına alınan kürt unsur sayısının 44.000 olduğunu yukarıda belirtmiştik.
sarıkamış harekatına vilayet'i sitte diye adlandırdığımız coğrafyadan intikal eden şehit sayısı ise 1300'dür.
bu 1300 şehidin 1000 kadarı erzurum ve gaziantep vilayetlerinden olup geri kalanı diğer vilayet'i sitte sancaklarındandır.
yani osmanlı kaynaklarını referans alırsak 50.000 şehidin sadece 300'ü kürttür ki bu oran çanakkale savaşındaki oranın hemen hemen aynısıdır.
sarıkamış'ı ele almışken, sarıkamış'ta kürtlerin neler yaptığını incelemeye devam edelim.
miralay hafız hakkı bey'n aktarımlarından;
"soğuk ve moskofla mücadelede oldukça başarılıyız. lakin cephe gerimize sarkan ermeni ve kürt çeteleri tüm ikmal bağlantılarımızı tehdit ve yok etmekte gayet başarılılar. bu şartlar altında bu savaş kazanılamaz..."
bir diğer kaynak ise, Sarıkamış Harekâtını Rus Genel Kurmayına mensup General Nikolski bütün cephe savaşlarını günü gününe not etmiş ve eser Rusya'da yayınlandıktan sonra emekli kaymakam Nazmi (Osman) Bey eseri Türkçeye tercüme ederek 1934 yılında 120 sahife halinde Erkân-ı Harbiye Matbaasında bastırabilmiştir. general nikolski'nin notlarındaki aktarımlarından;
"türkler, cephe gerilerini ve ikmal yollarını sağlama almadan böyle bir harekata girişiyorsa bunun adı "intihar"dır. başka birşey olarak adlandırılamaz..."
rus istihbaratından albay alexiyev'in aktarımından;
"ermeni gerillalar arşen ve reizyan'dan aldığım raporlar doğrultusunda sayılarının azlığından ve türklere karşı başarısız olacaklarından çekindiğimi söylediğimde, kendileri ile birlikte 1500 kürt'ün hareket ettiğini beyan ettiler. bunların hepsini kasparyan ve skolitsa ile birleştirmek sureti ile tokat'tan van'a kadar olan sahada türklerin cephe gerisine sarkarak zaferimize önemli katkılarda bulundular."
bir başka rus gizli servis raporuna bakacak olursak;
Kirmanşahtan Tahrana...
Kirmanşah Konsolosluğu idarecisinin gizli telgrafı,
30 Aralık 1914
Tahrana.
Kirmanşaha gelen Amir Han Zaharyants, Kürdıstanda ve Hamadanda Türklere karşı Ermeni ve kürt mücahitlerden birlik oluşturmak niyetinde ve genel saymandan ona belirtilen bölgede herhangi bir göstermelik görev verilmesini talep ediyor. Misyonun planını bildiğini belirtiyor. Kendisine esas olarak güvenmek mümkün müdür?
Talimatınızı rica ediyorum, imza: Dolgopolov
(RGViA fond 2000, liste 1, dosya 3851, yaprak 75)
sarıkamış'ı da geçelim mi?
hadi bir başka yakın coğrafya'ya, ırak cephesine gidelim.
peki hemen yaşadıkları coğrafyanın yanıbaşındaki bu savaşta nerede bu asli unsurumuz?
herneyse.
çanakkale ve birinci dünya savaşı esnasında kürtlerin durumu tamamen budur. dahası da var.
kürtler neden savaşmaktan imtina etti?
kürtler savaşa gönüllü olmadı zira osmanlı toprakları 5. kol faaliyet alanıydı. osmanlı ile savaşan tüm devletler kürt coğrafyasında nifak dağıtmak ve kürtleri angaje etmek için cirit atıyorlardı.
kürtlere çok önemli vaatler yapılıyordu.
"osmanlı savaşı kaybedecek, kürtler kazanan tarafta olursa gelecek onların olur..."
işte bu vaatler ile kürtler osmanlı ordusuna katılmak yerine, kendi bölgelerinde eşkiyalık yapmayı, osmanlıyı arkadan vurmayı ve ingiliz, fransız ve rus kuvvetlerine yardımcı olmayı seçtiler.
kurtuluş savaşımız cephelerinde de durum birinci dünya savaşı cephelerinden farksızdı.
kürtler kurtuluş savaşına iştirak etmedikleri gibi, birinci dünya savaşından güçlü, kayba uğramamış, donanımlı ve zengin çıkmışlar. kurtuluş mücadelesi veren şanlı ordumuzun amacına ulaşmaması için ellerinden gelen yapmışlardır.
ey bu vatanın asli unsuru olan kürtler. sizin tabirinizle "türkiye milleti"(!) kurtuluş mücadelesi verirken bunları neden yaptınız?
hadi diyelim ki tüm kürtleri genellememek gerek bu isyanlarda.
diğer kürtler ne yaptı?
kurtuluş savaşımızda şehit olan kürt sayısı kaç?
bununla ilgili herhangi bir yabancı gizli servis yahut devlet istihbarat raporuna rastlayamadım. lakin kürt coğrafyası olarak kabul edebileceğimiz bölgelerin şehit sayıları şu şekilde;
bu rakamları baz alırken 1920'li yıllarda bu vilayetlerde türk-türkmen nüfusunun kürt nüfusundan daha fazla olduğu göz ardı edilmemelidir. yani yukarıda verilen rakamlar türk şehitleri de kapsamaktadır. türk ve kürt şehitlerin rakamlarını yarı yarıya kabul edecek olursak en iyimser rakamla kurtuluş savaşı sırasında sadece 546/2= 273(iki yüz yetmiş üç) şehit olduğunu idrak edebiliriz...
şimdi gerek brinci dünya savaşı, çanakkale savaşı ve diğer cepheler ile kurtuluş savaşımız esnasında kürtlerin bu vatanın asli unsurları(!) olarak milli mücadelelere intikalleri ve verdikleri kayıplar ortada.
ayrıca kürt teali cemiyeti'nn faaliyetleri, şeyh sait isyanı, mutkili hacı musa, yusuf ziya bey, ihsan Nuri, Vanlı Rasim, Tevfik Cemal ve Teğmen Ali Rıza gibi kürt hainlerin yaptıkları da tbmm'nin zabıtlarında hala belgeli ve arşivli bir şekilde durmakta.
bunlar bir yana bizler, Mustafa Kemalin idam emrini verenin Kürt Mustafa Paşa olduğunu da unutmadık hala...
milli mücadelede kürtlerin bir başka ihanet vesikası da ali galip olayı'dır.
ingiliz ajanı Binbaşı Noel, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderleri Malatyaya geçerler. Burada bir Kürt birliği kurarak Sivas yolunda Mustafa Kemali öldürecekler ve Kongrenin toplanmasına engel olacaklardır.
Ancak Mustafa Kemal girişimi haber alır ve tedbir alır.
Malatyada Türk birlikler ingiliz ajanı, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderlerini kıstırırlar. Tutuklama emri vardır. Noel, ingilizlerden yardım ister. Saraya baskı yapılır fakat sonuç varmez. En sonunda kaçmak zorunda kalırlar.
Görüldüğü üzere daha Sivas Kongresi öncesinde bile Kürtler ingilizlerle, istanbul Hükümeti ile birlikte Mustafa Kemale kaşıdır.
ingiliz gizli belgeleri de bunu doğrulamaktadır.
28 Kasım 1919da Mr. Kindsonun Londraya gönderdiği raporda şöyle yazılıdır:
Kürtlere her ne kadar inanmasak da onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir.
--alıntı--
Kürtler bütün ümitlerini ingiliz hükümetine bağlamış durumdalar. Bu ara Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli olmaya başlıyor. Kuvvetler, Kürtleri Mustafa Kemal Paşaya karşı kullanmak için para ödemeye hazırdırlar
--alıntı--
bitmedi...
ingiliz Gizli Belgelerinin verdiği bilgiye göre Kürtler aynı zamanda Yunanlılarla da temas halindedir.
Amasyada Yunan temsilcisi ile görüşen Kürtler, Yunanlılara Türk ordusunda ele geçirilen Kürt esirlere iyi davranılmasını ve bu esirlerin Türk ordusuna karşı kullanılmasını önerir. Teklif kabul edilir ve esir Kürtler Yunan ordusunun hizmetine girerler.
Kürt-Yunan işbirliğinin en büyük sonucu ise Koçgiri isyanıdır. Yunan ordusu büyük ilerleyişe geçmeden hemen önce Kürtler isyan eder. Yunan ordusu Bursaya doğru ilerlerken Kürtler Sivasa doğru yürümeye başlar.
Amerikan Askeri Ateşesi durumu şöyle rapor eder:
--alıntı--
Yunanlılar önemli bir zafer kazanırlarsa Kürt isyanı Türkiyenin arkasını ciddi bir şekilde tehdit edebilir. Ancak Batıdaki savaş Türklerin lehine gelişirse, Türkler, ellerindeki yarım düzine yetenekli liderden biriyle Kürt sorununa son verebilir. ingilizler kuşkusuz bu durumu bilmektedirler. Gene de Kürt sorunu ile meşgul olduğu sürece Mustafa Kemalin Musula el koyamayacağını düşünmektedirler. Dolayısıyla Kürt akımına yardımcı olmaktadırlar.
--alıntı--
Koçgiri isyanının başlangıç tarihi sadece Yunan ilerleyişine değil aynı zamanda Londra ve San Remo Konferanslarına da denk gelir. Ankara Hükümeti ve milli mücadele kürtler kullanılarak böylece sıkıştırılmaktadır.
"1071de Türklere yardım etmeseydik Malazgirti kazanamazlardı ile başlayıp Cumhuriyeti birlikte kurduk, ama sonradan bize ihanet edildi." safsataları artık yerini milli duruşa, milli bilince bırakmalı ve bu vatana ve millete ihanet edenler, arkadan vuranlar değil, türkiye'nin gerçek sahibi olan türk milleti konuşmalıdır artık.