Hayatımda izlediğim en saçma filmlerden biri.
Hollywood filmlerine baktığımızda bir erotik sahne vardır, ikincisi vardır bedenler dans eder. izleyenler gerçekten yanındakinden utanır ve birbirine bakıp vay be der. ama o filmde o sahneler gereklidir ki filmin akışını onlar dengeler.
Osman Sınav'ın bu filmde anlatmak istediği şeyi tamam anladık. konuyu da anladık. her şeyi anladık daha ilk 15 dakikasında. peki neden saatlerce bir olayı anlatıp duruyor? oyuncuların farklı bir konuya daldıklarını görebiliriz örneğin ezgi asaroğlu'nun nurgül yeşilçay ile aynı sanat okulunda bulunması, kıyafet seçimi vs.
peki neden şaşırmadık bütün filmi izleyenlerle birlikte?
Bütün salon neden onlar ağlarken oyunculuklara kahkahalar atıp güldü?
herkes neden isyandaydı bir an önce bitsin diye?
seks sahnelerinden mi?
hayır. geçişler, filmin işlenmesi berbattı! hiç kusura bakmasınlar bollywood'da bile filmler öyle güzel işleniyor ki filmdeki gereksiz dans, müzik tadı tuzu oluyor.
aşk kırmızı da o kadar gereksiz sahne ve geçiş vardı ki hayatımın yanlışıydı bu filme gitmek. geri kafalılıktan değil gerçekten her şey o kadar abartıydı ki Türk sinemasına darbe vuracağız derken öldürmüşler.
ben nurgül yeşilçay'ın filmin sonundaki sahnesine, ağlayışlarda neden inandırıcılık görmedim?
(gitmeyenler için sonunu söylemiyorum, osman sınav'ın ekmeğinden etmeyeyim sonuçta gişe beklentisi yüksektir o kadar reklama)
n-e-d-e-n şaşırmadım?
neden umrumda değildi o son sahne? neden tüm seyirci film bitince ikinci yarıya girdiğine pişman oldu ve birbirinin yüzüne baktı?
ağlayan, duygulanan bir tek insan göremedim. çok üzgünüm.
hiç etkilenmedim.