elinizde tum gramer, writing kitaplariyla isterseniz gunde 12 saat calisin 2 kelimeyi bir araya getirememe olasiliginiz yuksek, ogrenmek icin oncelikle iyi bir kelime bilgisine ihtiyaciniz var, bu kelime bilgisi akedemik duzeye kadar uzanmali eger toefl, kpds, uds kazanmak istiyorsaniz. kelime ogrenmek icin yapabileceginiz en iyi sey dizi veya filmlere sarmak, anlamasaniz da ingilizce kitap okumak. herhangi bir ingilizce kitap aliyoruz, tabii ilginizi cekecek bir kitap olmasi isimizi kolaylastirir, aciyoruz 1. sayfayi okumaya basliyoruz, muhtemelen daha 1. satirda bilmedigimiz 3 kelime cikiyor, bunlari isaretliyoruz, sozlukten buluyoruz ve unutmamak icin not aliyoruz bir deftere, tum sayfayi bu sekilde okumaya calisiyoruz, tum kelimeleri cikardiktan sonra bastan anlamaya calisarak yeniden okuyoruz, eger ki sabirli bir insansaniz 400-500 sayfalik bir kitabi bu sekilde okursaniz 2 yilda ogrenemeyeceginiz kelime bilgimiz cepte, bu olay cok sikici kabul ediyorum ama cok etkili, daha eglenceli olsun diyorsaniz film, dizi olayina girebilirsiniz ancak bu seferde yazilislarini ogrenememe durumu soz konusu, yani birisi size "sabkoncis" derse hemen "bilincalti" diye atlarsiniz ama sittin sene "subconscious" yazamazsiniz "inception'i 5 kere izledim vocab'in canina okudum haci" mumkun degil yani.
not: mumkun oldugu kadar, kelimeleri ingilizce-ingilizce ogrenmeye calisin, ornegin vast kelimesini "cok buyuk" olarak ogrenmeye calisirsaniz kelimeyi x olarak kodluyorsunuz, ve unutmaniz kesinlesiyor, eger vast kelimesini "large" ya da "big" yok daha iyi bir ingilizceniz varsa "enormous" veya "huge" olarak ogrenmeye calisirsaniz iste o zaman vocabulary bilginiz cosar ve akilda kalici olur. illa kelimenin synonymini ogrenmenize gerek yok benzer anlamlariyla ogrenebilirsiniz. (vast>big gibi)
dizi, film izleme olayinin da bir sistemi var, turkce altyazi ile degil ingilizce altyazi ile izliyorsunuz, ingilizceniz baslangic seviyesindeyse o zaman ilk once turkce sonra ingilizce altyazi ile izleyebilirsiniz, "gunde 2 tane film, 3 bolum dizi izliyorum yine de bi bok ogrendigim yok" demeyin yani.
iyi bir ingilizce istiyorsaniz ilk once size soyleneni anlamaniz lazim, listening, speaking sinavlarindan hep cakiyor musunuz? cok dinlemeniz lazim.
giriyorsunuz yukaridaki siteye, haberleri hem okuyor hem dinliyorsunuz, merak etmeyin haberler simple english ve ultra agir sekilde okunuyor anlayabilesiniz diye. siz de bir daha "said" gorunce "seiyd" diye telaffuz etmiyorsunuz, soylenenleri anlamamak gibi sorunlariniz da azaliyor. hem okuyup hem dinlemek size bir cok yetenek kazandiracak kisa surede. bazen bir cumleyi nasil anladiginiza sasiracaksiniz, kafaniza vura vura ogretilmeye calisilan ama bir turlu ogrenemediginiz prepositionlar otomatik olarak kafaniza girecek. beynimizin dil ogrenme bolumu ancak dinleyince calisiyor, soyleneni anlamasaniz bile beyniniz siz farkina varmadan cumle kurma sistemini kapmaya ugrasiyor. tabii haberlerde anlamadigimiz kelimeleri cikarmaya devam. (mumkun oldugu kadar kelimeleri ingilizce-ingilizce ogreniyoruz, unutmamak icin)
yukarida dikkat ettiyseniz gramere hic girmedim cunku en basiti gramer, zaten orta derecede gramer bilgisine sahip oldugunuzu varsayiyorum.
simdi super kelime bilginiz var, konusalani anliyorsunuz, dogru telaffuz ediyorsunuz, kelimeleri dogru yazabiliyorsunuz ama en basit cumleyi bile kuramiyor musunuz? sebebi ne biliyor musunuz, cunku hic kurmayi denemediniz, once ogrenip sonra kurmaya calisiyorsunuz.
2 aydir gramer hocasini kelime bilgim ile delirtmis durumdayim, kadin en sonunda "eehii biseyi de bilme benden iyisin valla gel sen anlat" diye hafif hafif laf batirmaya basladi.
yuksek lisans icin ingilizce hazirlik goruyorum, toefl'a girmeyince, ingilizce de yetersiz olunca kacinilmaz oldu, ulan o kadar anlattin kendine hayrin yok diye cemkirmeyin hemen, durun aciklayabilirim...
bu ingilizceyi sittin sene ogrenemicem ben herhalde diye dusunuyordum. yukarida da yazdim en basit cumleyi bile o kadar dinlememe, gramerim de fena olmamasina ragmen kuramiyordum. gel gor ki basimda zeballah gibi iki tane hoca "yaz t0mmy, oku t0mmy, konus t0mmy" diye diretince isler degisti. o tek cumle yazamayan ben olay ciddiye binince, not, sinav, quiz devreye girince bir acildim ki sorma. speaking 94, writing 95. catir catir 350-400 kelimelik kompozisyonlar yaziyorum. not only kompozisyon but also speaking catir catir, o derece.
30 dersine girmedigim, 8 gun gec basladigim (40 ders de buradan eksik) sadece 7 haftalik hazirlik kurunda sihirli degnek mi dokundurdular? hayir, zorladilar. ben hic konusmaya, yazmaya calismamistim. sadece okudum, dinledim, kelime ogrendim, "yaz ulan not vericez" denince sike sike yazmak zorunda kaldik. 1 hata, 2 hata, 3 hata, 4. de o yaptigin hatayi yapmamayi ogreniyorsun. sinavdan once derste de yaziyorsun, konusuyorsun ya da dinledigini anlamaya calisiyorsun. yani kendini zorlamak zorundasin.
onun icin isterseniz gunde 12 saat elinizde gramer kitaplari, notlar, sozlukler calisin, ogrendiklerinizi pratige dokmedikten sonra size hicbir faydasi olmaz o calistiklarinizin. girer chate yabanci mi ararsiniz, mektup arkadasi mi bulursunuz bilemem. ama zorlaya zorlaya yazip, konusacaksiniz, o tum ogrendikleriniz birden su yuzune cikiyor. "ulan 1 yildir ingilizce calisiyorum, ortaokul, lisede de ingilizcem iyiydi, 5 yildir 3000 bolum dizi, 1500 tane film izledim ama en basit soruyu bile soramiyorum" diye aglamayin, oyle yumurta kapiya gelince sorulmuyor cunku, pratik gerekiyor.
ben kendi adima su asamada super miyim? degilim. hala ilkokul seviyesinde yazim, telaffuz, gramer hatalari yapiyorum ama butune bakinca bu kadar kisa surede geldigim nokta inanilmaz. birisi sizi zorlayinca, cumle kuramayan siz 2-3 haftada kompozisyon yazmaya, turiste yol tarif edemezken dersin konusu olan kadin - erkek esitligi hakkinda atip tutumaya basliyorsunuz, hem de onca insanin ortasinda. istersen yazma, konusma.
iyi bir ingilizce icin bol bol dinliyor ve okuyoruz ama ogrenme asamasinda kendinizi zorlamadiktan sonra istediginiz kadar calisin bir ise yaramaz. rezil olurum diye korkmayin. konusabileceginiz, yazabileceginiz mecralar arayin, pratik yapin.