1941'in faşizan dünyasında normal bir söylemdir. bilhassa avrupa'nın içinde bulunduğu savaş, daha sonra amerika ve japonya'nın mevzuya dahil olması gibi etmenlere bakıldığında sadece fikir düzeyinde kalması sağlıklı bir durumdur. bu zihniyetin yayılıp da eyleme dönüştüğünü varsayarsak asıl sıkıntı kanımca o zaman başlardı. bu arada oğlu yağmur atsız'ın da sıkı bir komünist olduğu bilinmektedir. bu durumda vasiyeti de traş bir konumdadır.