toplumsal açıdan ne anlam ifade ettiği gelişmişlik düzeyine göre zıtlık gösteren olgudur.
yoksul / az gelişmiş toplumlarda, örneğin kıtlığın yaşandığı afrika ülkelerinde şişman olmak bir zenginlik sembolüdür. aynı zamanda, geleneksel bir toplumsal yapı hakim olduğu için doğurganlığı ve gücü simgeler, saygın bir duruştur.
zengin / gelişmiş toplumlarda ise zayıf olmak bir modadır ve moda icabı güzelliği, nezaketi simgeler (orta çağ avrupası'nda resmedilen kadınların, tanrıçaların nasıl da etli butlu olduğunu hatırlayın). bu mantıkla ucuz fast-food zincirlerinde açlığı giderme amacıyla değil, bedenin yaratılan ideal forma uyum sağlamasına yönelik yiyecek tüketilir.
benzer şekilde marasmus veya kwashiorkor (bir deri bir kemik kalma durumu) kıtlık çeken, yiyeceğe ulaşamayan yoksul insanların (özellikle de çocukların) durumuyken, anoreksiya yiyeceğe ulaşma imkanı olduğu halde bilerek aç kalanların yaşadığı bir durumdur. bu kavramlar tıp literatüründe hastalık olarak geçse de, "yiyeceğe ulaşamama" bir toplumda yapısal ve dışsal faktörlerle belirlenirken, bir diğer toplumda tamamen bireysel tercihe bağlıdır.
sonuç olarak şişman veya zayıf olmak yalnızca tıbbı, biyolojiyi veya estetiği ilgilendiren bir durum değil, aynı zamanda kültürel bir olgudur.