homeland

entry131 galeri video6
    42.
  1. Dizinin iki sezonunu izlemiş biri olarak daha iyi ve geniş bir perspektifle diziyi yeniden değerlendiriyorum.

    Evvela homeland, gerek senaryosu, gerek izleyende bıraktığı oldukça derin tesirler sebebiyle mükemmel ötesi bir yapım olduğuna hiç şüphe götürmeyecek bir dizi. Bana göre kendi konusunda daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu.

    Diziyi politik yönden değerlendirecek olursak gerek abd politikalarına, gerekse ortadoğu ve müslümanlara bakış açısı tartışılmaya şayandır. Konusunu okuyup izlemeye başladığım ilk gün homeland'i, her abd yapımı dizi/film gibi amerikayı dünyaya bahşedilmiş büyük bir kahraman ulus olarak pazarlayan ve bu kutsal gücün karşısında duran herkesi aşağılayan bir hollywood klasiği olarak kafamda tasavvur etmiştim. Ama sair bölümlerini izledikçe bu önkabulüm kısmi olsa da kırıldı. bu dizide diğer amerikan yapımlarından farklı olarak daha ılımlı ve biraz da tarafsız olmaya çalışan bir çizgi izlenmiş.

    Yani diğer amerikan dizi/filmlerinde olduğu gibi "amerika yaptığı harplerde her zaman haklı taraftır, müslümanlar barbar, yobaz ve teröristtir. abd'nin amacı sivil ve masum insanları bu barbarlardan kurtarmaktır." tarzı, artık hiçbir inandırıcılığı kalmamış klişeler gütmeden; diğer tarafı da anlamaya çalışan ve amerika'nın dış politikasına eleştiri getiren bir senaryo ile karşı karşıyayız. mesela brody'nin, abd ordusunun yeni bir ırak harekatı için açtığı gönüllülük paketi teklifine karşı brody'nin "ben artık onların lanet olası savaşlarının bir poster boy'u olmayacağım, ben kayıp 8 yılımı istiyorum" mealinde cümlelerle ret cevabı vermesi bu eleştirilerden biri olarak sayılabilir. keza brody'nin asker arkadaşlarından sakat bir askerin (ismini hatırlayamadım) 1999 Irak harekatından bahsederken "ben asıl şunu sormaktayım: biz ırak'ta, afganistan'da ne halt ediyoruz?" şeklinde sitem etmesi de abd'nin o dönemki politikasına sağlam bir eleştiridir. bush'un politikaları eleştirildiğine göre bu dizinin senaristlerinin demokratlardan olmaları gerekiyor.

    dizi ayrıca diğer tarafı da anlayama çalışıyor demiştik. evet, bunun örneğini de 10. bölümdeki flashback'te görüyoruz. brody ırak'ta hapishanede yıllarca kaldıktan sonra el kaide kumandanı ebu nazir'in brody'i evine aldığı, onu müslüman yaptığı ve oğlu issa'ya ingilizce öğrettirdiği günlere dönüyor. ebu nazir'e ve oğlu issa'ya oldukça ısınan brody bir gün issa'yı okuluna gönderirken abd bir hava harekatı gerçekleştiriyor ve içinde issa'nın da olduğu 80 çocuk ölüyor. bu olaya binaen oldukça duygulanan ve ebu nazir'in acısına hak veren brody, bu harekatı planlayan o dönemin cia şefi bill walden'ı öldürmeye yemin ediyor. brody ve ebu nazir walden'ın açıklamalarını tv'de dinlerken nazir "ve bunlar bize terörist diyorlar" diye sitem ediyor. göründüğü gibi dizi, her ne kadar ırak'lı direnişçileri her halukarda terörist olarak damgalamaktan geri adım atmasa da abd'nin öldürdüğü masum insanlara binaen "onlar da biraz haklılar canım" diyebiliyorlar.

    ayrıca dizi yapımcıları müslümanların jargonlarını da iyi kavramışa benziyorlar. ikinci sezonun 10. bölümünde ebu nazir, rehin aldığı carrie ile konuşurken "siz, inandığınız şeyin sizden daha büyük olmasını tahayyül bile edemezsiniz. biz bir harpteyiz ve ben de bir askerim. sizin en ufak bir inancınız var mı? ama bizim var... bizi bombalayabilirsiniz, sefil durumda bırakabilirsiniz. ama biz inancımızı asla kaybetmeyeceğiz. biz tanrıyı kalbimizde, ruhumuzda taşırız. ölüm bizim için ona kavuşmaktır. yüz yıl da geçse, iki yüzyıl, üç yüzyıl da geçse sizi yok edeceğiz" şeklinde oldukça mü'mince bir konuşma yapıyor. cihada inanan bütün müslümanlar aşağı yukarı bu şekilde düşünürler. dolayısıyla dizi ekibi; müslümanları canlı bomba yapan, şiddete aç bir yığın olarak göstermektense en azından bir idealleri olduğunu kabul etmektedir. bu bana göre amerikalı kafasında oldukça mühim bir değişimdir.

    ama en nihayetinde dizi, her ne kadar müslümanları anlamaya çalışsa da, radikal ve ılımlı müslüman tefrikini senaryoda dibine kadar görüyoruz! ilk sezonda federaller tom walker'ı yakalamaya çalışırken walker bir camiye giriyor ve arka kapıdan kaçıyor. federaller de durduk yere ateş açıp iki müslümanı öldürüyorlar. bu duruma üzülen ajan carrie ve cia'nın müslüman ajanlarından galvez olay mahaline gidip cami imamıyla konuşup taziyelerini belirtiyorlar. hatta öyle hassaslar ki caminin içinde olayı araştırırken fbi şefinin camiye ayakkabıyla girmesine bile kızıyor carrie. keza imam'la konuşurken "imam, senin ne kadar saygı duyulan ve şiddeti tasvip etmeyen biri olduğunu biliyorum..." diye başlayarak onu anlamaya çalışıyor. buradaki imam tasviri biraz ılımlı islam çizgisine yakın bir profil olduğu için imamı sevimli göstermişler. işte dizideki radikal-ılımlı ayrımının bariz örneği bu. yani dizi ekibi lisan-ı halleriyle şunu söylüyorlar: eğer bir müslüman namazını kılıp, zikirini çekip de devletin işine, politikaya karışmıyorsa o müslüman bizim için idealdir. ama yok, bize ve bizim politikalarımıza ebu nazir gibi karşı geliyorsa işte onlar radikal ve teröristtir...

    bütün bu değerlendirmeler ışığında dizinin konusuna ve senaryo işleyişine de kısaca değinecek olursak ben ilk sezonu ikinci sezondan daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. çünki ilk sezonda brody, her ne kadar kötü adam profili içinde olsa da bütün karizma başrol oyuncusu olarak onun üzerine yüklüydü. ve kendi yakasını cia'dan sıyırmasını biliyordu.

    ikinci sezonda ise işler tamamen tersine dönmüş bir vaziyette. brody'nin intihar etmeyi planlamadan evvelki kamera kayıtları cia'nın eline geçtikten sonra dizinin bütün rengi tamamiyle değişiyor. ilk sezondaki kararlı ve sebat sahibi brody; cia'nın eline düştükten sonra birden ortalık malı oluveriyor. kim tarafından kullanılacağını o da şaşırıyor. bir yandan cia'nın paranoyak carrie'si, bir taraftan ebu nazir'in abd'deki ajanı gazeteci roya hammad... brody bu ikisinin arasında adeta pinpon topu gibi gidip geliyor. başrol oyuncusunun düşürüleceği hal mi bu Allah aşkına!!! ama nayse ki brody iki tarafa da yaranmayı başarmak suretiyle hem ebu nazir'in bill walden'dan intikam almasına; hem de carrie'nin ebu nazir'i öldürmesine yardım ediyor.

    ortalık malı olan brody üçüncü sezona büyük ihtimal abd sınırlarının dışında başlayacak. bakalım, ümit ederiz ki senaristler biraz insafa gelip brody'yi yine cia'ya karşı koyan, karizma sahibi bir karaktere geri döndürürlerse dizi daha çekilir olacak benim için.
    0 ...