birinde baba kızıyla sevişmek ister. ötekinde adam karısını kendi oğluyla sevişmekle suçlar. berikinde deli kadının teki daha çocukken tüm ailesini, evini yakmıştır. onları içeride yanarken sessizce seyretmiştir. bir başkasında yine kadının biri bebekleri kaçırıp öldürüp minik mezarlara ölü kedi diye gömmektedir.. daha 6-7 yaşındayken annesini öldürüp toprağa gömdüğü gibi.
böyle şeyler olur. nadirdir belki ama olur. birileri delirir ya da zaten delidir. kimisi acı çektiğinden kimisi ezelden. kimse deliliği görmek, anlamlandırmaya çalışmak istemez. bu yüzden mine söğüt'ün deli kadın hikayeleri baştan sona rahatsız edicidir. çok da gerçek ve vurucu bir iş çıkarmıştır. okurken imrenmemek imkansız.