peyami safa'nın müthiş tespitler ve olgun aforizmalar içeren eseri.hani peyami safa'nın üzerine çok şey söylemeye gerek yok ama, karakterler hakkında sanki 20 senelik arkadaşlarımmışcasına yazacaklarımdan da anlaşılacağı üzere üstat cidden iyi iş çıkarmış.çok yönlü bir eserden bahsediyoruz, bunu bilelim önce.Dönemin zihniyeti romandaki kezbanlar üzerinden; yazarın aktarmak istediği felsefi yön ise genel olarak samim, yer yer ve azar azar diğer karakterler üzerinden aktarılmış.
samim:aşırı zeki bir adam, aşmış bir gözlem yeteneğinin vücut bulmuş hali.hayatını felsefi bir temele oturtmuş, insanları davranışlarından tanıyabiliyor, sınıflandırabiliyor; insanların tepkilerinden yerinde çıkarımlar yapabiliyor.gerçek bir düşünce adamı, saygıdeğer bir tip.
samimciğim, iyisin hoşsun da, şu felsefeyi biraz dizginlesen, baymasan daha iyi olurmuş.
besim:"dünya sikime ahiret taşşağıma" modeli insan; espritüel, rahat kişilik; idolüm.biraz Rasyonalist karakterlere giydireyim de nasıl giydirirsem giydireyim düşüncesinin, biraz da peyami safa'nın eserinde ele aldığı ruh ve maddeyi bağdaştıran insanın kendine yöneliş felsefesinde düşüncesini daha iyi açıklayabilmek adına oluşturduğu samim'e karşıt günah keçisi olmasının kurbanı olmuş.yazarın subjektivizmi nedeniyle ana karakterin gölgesinde kalmışsın hacım ama, bir samim olmasan bile sen de az anasının gözü değilsin.
besimciğim, peyami safa'nın samim'in düşüncelerini üzerine salmış olması, senin adamın dibi olduğun gerçeğini değiştirmiyor.*
Mefharet:klasik türk annesi.sinirleniyor, bozarıyor, ağlıyor, deliriyor falan.tek farkı sigara içmesi, o da zenginlikten olacak.*
sıkıcısın be kadın.ömrümü yedin ömrümü, git yat zıbar allasen.
feriha-selmin-meral:inanılmaz derecede şımartılmış, üç büyük kezban.kezban ki ne kezban.ağızlarına ağızlarına vurasım geldi okurken yeminle.feriha'nın yolluluğunu geçtim, o meral yok mu o meral.saç baş yoldum okurken lan.beceriksiz yalancı, ağır aşifte, kevaşe, kaşar meral seni.*Bunların içinden sıyrılan selmin, biraz zekice, biraz asilce ama, o da yavrum daha cin olmadan adam çarpmaya çalışıyor, samim'e akıl oyunları oynamaya çalışmalar falan.Demek ki, kezbanizm 20.yy'da da varmış.sıçtığımın kezbanları.
ferhat:harbi çocuk, höt höt, kaba, çapkın falan ama temiz kalpli, saf bir şey.biraz da geç uyanmış olaylara.tam her şeyi düzeltecekken o sıvının meral'in etekliğine dökülmesi çok kötü oldu çok.bir sana üzüldüm çocuk.
Eserin diline gelince, hani bir mai ve siyah değil ama, yine de ağır bir dil söz konusu.bir de işin içine fransızca girmiş o kötü olmuş.*kitabın sonundaki sözlük yetersiz*siz de tıpkı özgür yayınlarının mai ve siyah'ta yaptığı gibi, bugün pek kullanılmayan, eserde geçen arapça-farsça-fransızca kelimelerin anlamını parantez içinde, farklı bir yazı tipiyle verseydiniz hem eserin akıcılığına zarar vermezdi, hem daha rahat ve daha da iyi anlayarak okurduk.peyami safa romanı okurken sözlüklerde maroken, frapan, distinguée gibi kelimelerin anlamlarını aramak pek hoş değildi zira.
özetle, görüyorsunuz kendimi romana ne kadar kaptırdığımı, kolay kolay böyle kendimi kaptırmam ben.resmen eser okuyucuyu o ağır dile rağmen içine çekiyor.alın okuyun günlük yaşamın dertlerinden uzaklaşın derim.