frankfurt am main

entry60 galeri
    36.
  1. bir günlüğüne gitme fırsatı bulduğum hoş bir avrupa şehri. iş güç derken pek gezme fırsatı bulamamıştım. sadece akşam merkezde bir rock barda takılmıştım biraz. ortamlarını sevdim.

    taksicilerin hepsi türk dediniz de aklıma geldi. otele dönerken, orta dünyadan fırlamış fakat varoluşu ile büyük bir tezat oluşturan beyaz saçları bulunan taksici amca hayatımda unutamayacağım bir gol attı bize. araç son model bir mercedes idi. arkadaşla birlikte birazcık ağzımızın suyu akmıştı açıkcası. neyse bindik adresi verdik, ingilizce anlaştık. sonra araç hakkında konuşmaya başladık.

    - (arkadaş) olm şu kamile bak, bir de arabaya bak
    + (ben) ne var mk sanki adamın tercihi. ekmek parası.
    - demagoji yapma mk kendin ol.
    + o bu değilde bizim bu türkler avrupanın göbeğinde yaşıyor ama yine barzo yine su katılmamış ayı yine kezban. bildiğin araştırma konusu olm. adamlar benliklerini nasıl koruyorlar.
    - alayı kamil bunların ya. burada euro bazlı maaş alıyorlar, türkiye'de havalarından geçilmiyor.
    + almanya'nın kanayan yarası
    - olm en gıcığı da yarı türk yarı almanca konuşmaları. örneğin dayım mk; ''domates zaft varsa alsana yeğen içek''
    + domates zaft ?
    - domates suyu mk sanki evinde her gün domates suyu içiyor. paşaport (pasaport), şıprayt(sprite) fln onları hiç saymıyorum.
    +hell yeah

    falan filan derken otele geldik, parayı verdik ve para üstünü aldık. tam inerken taksici amcadan bir ses; ''iyi akşamlar gençler''

    sonrasını hiç sormayın...
    0 ...