giulietta reklamında da kullanılan ve william shakespeare e ait olan "rüyaların yapıldığı maddeden yapılmayız biz. Ruhumuz olmadan sadece birer makineyiz" sözünün cuk oturduğu markadır. evet sonuçta otomobil yani bir makine hepsi, hatta farklı isimlere sahip olsalarda üretilen otomobillerin mantığı-yapısı üç aşağı beş yukarı aynıdır. 4 tekerlek, 1 motor, aktarma organları vs vs ama üretim yapan onlarca marka içerisinde alfa romeo her zaman basit bir makineden daha fazlasıdır. o a noktasından b noktasına insan taşımak için değil insanın ruhunu keyifli bir yolculuğa çıkarmak için var.
farkındayım biraz duygusal bir yaklaşım oldu, belki markaya beslediğim karşılıksız aşktan dolayıdır.
gelelim daha önce de bahsedildiği gibi işin deneyim ya da ayrıntılar kısmına; özellikle eski model alfa lar sorunludur, parçaları hem zor bulunur hem de pahalıdır. çok yaygın bir marka olan fiat grubunun çatısı altında olmasına rağmen, fiat lara kıyasla pahalıdır ama servisleri aynıdır, hatta bazı parçaları aynıdır gibi abukluklar vardır.
üst modellerinde bile işçilik hatalarına rastlayabilirsiniz. güncel modellerde çok değil ama eski modellerde teknik sorunlarla karşılaşma ihtimaliniz fazladır ve ayrıca yakıt tüketimi de çoktur.
şimdi tüm bu kadar eksisi varken bu aracın artıları yokmu lan hiç diyebilirsiniz. olmasa kendine has fanatik sayılabilecek bir kitlesi olması düşünülemezdi elbette ki işte o artının en önemli kısmıda sürüş keyfi, tasarımdan gelen ayrıcalık, hatta herkesin kolay kolay beğenmeyeceği, burun kıvıracağı, alırken pahalı, satarken değerinin altında giden bir otomobil olması. arıza insanlardan hoşlanan, özellikle onlara aşık olanlarımız vardır ya işte alfa yı sevmekte bunun gibi birşey işte.
