l ecume des jours

entry19 galeri video1
    15.
  1. boris vian' ın fantastik öğeler taşıyan aşk romanı.

    son dönemlerde fazla popüler olan bir kitaptı. sanırım bir köşe yazarı bahsetmiş filan olmalı ki bu kadar revaçta bu aralar. benim almak istediğim kitaplar listemdeydi. nadirkitap üzerinden 6 7 tane kitabı izlemek için eklemiştim. son bir haftada 3 tane satılınca lan dedim ne oluyoruz, yeni baskısı da yok sanırım ve biz okuyamadan tükenecek sitede filan diye düşünürken, kitabın bir arkadaşımda olduğunu öğrendim. sağ olsun getirdi de okudum.

    fazlaca abartılan bir kitap olduğu kanaatindeyim. öyle müthiş bir aşk romanı vs. değil bana göre. örneğin şu an aklıma gelen uğultulu tepeler bu kitaptan çok daha üst bir seviyede. yalnız bu kitaptaki bazı göndermeler, imgeler, metaforlar muhteşemdi.
    kitabın son 50 60 sayfasına kadar olan bölümü sıkıcı geldi fazlasıyla fakat sonradan ortaya çıkan müthiş trajedi, karakterlerin değişimi, ortamın değişimi muhteşemdi. yazar tam bir jazz ve duke ellington hayranı. kitap da bir jazz kitabı aslında. 2 günde yazıldığını düşünürsek fazlasıyla spontane ve doğaçlama diyebiliriz örneğin.
    kitabın geneline yayılan absürdlük kimilerince kitabın şahaser olarak adlandırılmasına neden olsa da benim hoşuma gitmedi. marquez' in yüz yıllık yalnızlık kitabında da gerçeküstü olarak addedilebilecek pek çok unsur mevcut olsa da hepsi bir yerden sonra çok doğal ve gerçek geliyordu -ki bu yüzden büyülü gerçekçiliğin üstadı deniyor bu adama- ve sıkmıyordu sizi, aksine hikayeyi zenginleştiriyor, hikayenin sizi daha da sarmasına neden oluyordu; bu kitaptan ise o tadı alamadım ben. o gerçeküstülük kitaptan uzaklaştırdı beni.

    --spoiler--
    cenaze töreninin öncesi ve sonrasındaki diyaloglar muhteşemdi.

    kitabın bitirilişi -son cümle- gördüğüm en iyi son cümlelerden biriydi.

    silahların insan ısısıyla/kanıyla/vücuduyla üretildiği bölüm muhteşemdi.
    --spoiler--
    0 ...