hakkında bu kadar entry girilince ''öldü'' sandığım sanal karakter.
neyse ki gelişmeler butonunda işgüzar bir moderatör tarafından ölüm ilanım verilmemiş.
neyse ki aşırı uykusuzluk ve yorgunlukmuş benim o ''ölüm'' sandığım..
meğer ölüm filan değil, gitmeye hak kazandığım prag tatiliymiş nick altımı dolduran..
oysa buralar hep dutluktu eskiden...
aziz nesin'in bir bildiği varmış, onu tecrübe ettim sadece.
aziz nesin'in ölümünden sonra şu %60'lık oran da iyice ayyuka çıkmış, onu da tecrübe ettim..
neyse; doğal olarak eleştiriler gelecekti, bekliyordum zaten;
hepimiz götümüzü devirerek o aptal kutusundan izlediğimiz adamlara çemkirmeye bayılırız çünkü oturduğumuz yerden. çekirdek çitleyerek, popüler kültüre bok atarız ama gözümüzü dikerek merakla izleriz onları,
ve her televizyona çıkana ''sen bizim oraları temsil ediyorsun lan kaltak, kırıtmadan yürü, mikrofonu düzgün tut, bak nasıl durmuş orada aaaaaa hiç olmamış, doğru düzgün konuşamadı bile salak!'' deriz biz.
bayılırız birilerine bok atmaya...
aynı linç kültürü bana da uğramış, selam etmiş çok mu!?
az bile yapmışlar...
şu sanal karakterimle gerçek kimliğim arasında ayrım yapmakta fikren ve zikren zorluk çeken, ıkınıp-sıkınarak illa bir bokluk bulayım diye yırtınan denyolara sözüm;
öncelikle şu temsil etmek lafı nedir!?
anlayan beri gelsin...
yine televizyon karşısında güzellik yarışmalarını izlerken öğrendiğiniz siktiriboktan kelimelerle gelmeyin lan bana;
''bu yarışmayı kazanırsam yurtdışında ülkemi en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum.'' der her mikrofonu kapan geleceğin manken-kunken kişisi. manken-kunken evresini tamamlayıp, şarkıcılığa geçip anında o siktiriboktan sesiyle uganda'ya konser vermeye gider yok lan çek cumhuriyeti'ne gider mesela ve tek amacı ülkesinin gurur kaynağı olmak, ''ülkesini temsil etmek''tir.
hadi lannn!!!!
yediniz mi siz bunu!?
(bu arada çek cumhuriyeti örneğini tamamen ibnelik olsun diye verdim.
sprite'tan acımasız gerçekler..
itirazı olan!?)
beleş prag biletini almak için pür hevesle kendini sahneye atan babayiğit bendim, evet;
soru : kimse oralara gelip üstüne bir de sahneye çıkacak göte sahip değilse ben ne yapayım!?
yanıt: iyisi mi birileri kafasını duvarlara sürtüp ''kıvılcım çıkartırken'', ben tatil yapayım bir sözlüktaşımla.
evet o sahneye atılan bendim ama amacım nick altım dolsun, youtube'da 2 dakikalık bir görüntüm olsun filan değildi. sanal şöhret bana göre değildi zaten;
o sebeple nickimi vermek istemedim.
bir sözlüktaşın da dediği gibi;
sözlük sikime kadar tatil ekime kadar...
sprite'tan acımasız gerçekler devam ediyor...
itirazı olan!?
ne diyecektim yavrukuşlar sahneye atlayıp!?
ne dememi isterdiniz?
''öncelikle zall'a ve modersyon ekibinden july4th'a, silentcry'a ve çıkarınbeniburadan'a binlerce teşekkürler. diğer moderatörleri sevmem ama onlara da selam ederim. beni sizler yarattınız..'' mı diyecektim?
sözlük adına çıkmadım ki ben oraya!
sözlüğün reklamını yapmak için de çıkmadım.
okanla iki lafın belini kırarız, marksizm'den konuşuruz oradan ben mevzuyu küba'ya bağlarım okan bana küba'dan bahseder diye de çıkmadım.
tatili kapmak için çıktım sahneye; ben olarak gideceğim tatili...
sözlük sayesinde belki ama bizzat kendi kimliğimle gideceğim o tatile. kaytan bıyıklı dilber olarak değil. elbette sadece ismimi yazdırmak istedim bu sebeple bütün bu olacakları öngörerek belki de...
sözlük yazarı olmaktan utanmak değil bu,
bu şuna benziyor;
kitap okurken kitabın arka yüzünde yazarın resmini görmekten hiç hoşlanmam. örneklemek gerekirse; tuna kiremitçi'yi sevmem mesela bu sebepten. hayal gücümü öldürüyor çünkü. ben hayalimde canlandırmalıyım o yazarı. nasıl ki kitapta okuduğum karakterler gözümde canlanıyor, benim hayal gücümde can buluyorlarsa yazarı da ben hayal gücümle var etmek isterim; bir gizemi olmalı onun.
taa ki... ''merhaba'' diye tanışıklık kazanana kadar..
sözlükte de tanışıklık kazanana kadar böyle olmalı bu durum bence..
ve ben de o gizemi korumak istiyordum sadece hakkım olarak;
evet bir yazar değilim ama yazdılarımla fikir sahibi olup, eleştirin beni isterdim. burada yarattığım karaktere laflar hazırlayın, hayalgücünüzün yardımıyla; cinsiyetim ya da tipim mevzu olamadan yargılayın beni.
bunu isterdim...
''e, zirveye gitmeseydin'' demeyin o vakit; ilgisi yok; televizyon karşısında ya da youtube'da oturduğu yerden beni gören ve götünü devire devire ''nasılsa ağzı olan konuşuyor'' ben de bir şeyler söyleyeyim gazına gelmiş bilgisayar başında;
''konuşamadı salak biraz ama götü de güzelmiş beaahh'' diye beni hakkımda bu üslupla ahkam kesen bir adamla aynı oratmada yazı yazıyor olmaktan bahsediyorum, bu boktan bir durum, kabul edin.
daha boktanı ne biliyor musnuz!?
böyle bir ''savunma metni'' hazırlamış olmam.
adam mı öldürdüm!?
canlı yayında götümü başımı mı açtım!?
alt tarafı 3(hadi sevinin yazıyla sadece üç günlük)bir prag seyahati kazandım.
yine olsa yine yapardım, pişman değilim.