muhafazakar

entry100 galeri
    49.
  1. değerlerinin bilincinde, onları dış mihrakların tecavüzlerinden korumayı bir ödev edinmiş ve hayata dair görüşleri bu değerler etrafında dallanıp budaklanan insanlardır.

    liberallerin veya devrimciler, muhafazakarları ''yeniliklere açık olmamakla, gericilikle, çağdışı olmakla'' suçlarlar. aslında bu itham, oldukça yanlış bir anlaşılmadan ileri geliyor kanımızca. çünkü bu iddiada bulunan mefhumlar açıkça ifade edilmiş değil. mesela birkaç laf etmek gerekirse;

    a) minvalde bahsi geçen 'yenilik' kavramı, tam olarak neyi ifade ediyor? yenilik vardır, yenilik vardır. mesela bu toplumu bilerek ve isteyerek 'avrupaileşme' kılıfı altında açılıp saçılmaya teşvik, bir yeniliktir. buna muhafazakarların karşı çıkması zaten normaldir. ancak bu milletin değerlerine aykırı olmayıp, faydalı olan bir inovasyona neden muhafazarlar karşı çıksın? buradaki tespitten anladığımız, seküler kesimin muhafazakarlara karşı kullandığı argüman olan 'yeniliklere kapalı olma' argümanı, muhafazarların reddedeceği zaten bilinen bir yenilik hakkında söyleniyor olması halinde gerçektir. yani seküler kesimin getirdiği yenilik(yukarıda bahsi geçtiğinden söylüyorum) açılıp saçılmaksa şayet; bu 'yeniliklere kapalı olma' vaziyetininin müsebbibi muhafazakarlar kadar, bunu ithal eden seküler kesimindir de. çünkü onu reddeceğini biliyorsunuz ve ona rağmen getirip 'normal' olarak sunuyorsunuz. biz buna takiyyecilik deriz. anlamayan çok ilericiler için günümüz lisanında tekrar edelim: ikiyüzlülük, sahtekarlık.

    b) bu 'yenilik' kavramını ortaya atanlar kimler? bana göre en mühim mevzu burası. zira konu burada başlıyor. bir toplumda meydana gelen bir değişik, önce o toplumun değerleriyle çarpışmak zorundadır. eğer değerlere aykırıysa, toplumun bir kesimi o değişikliğe karşı direnç gösterir. bu da toplumdan topluma göre değişir elbette. mesela türkiye'ye şeriat getirmek bir devrim midir? evet. onu yapanların siyasi görüşü, genel olarak kabul gören 'devrimci' portresine uygun mudur? yüzbinlerce defa hayır. aynı şekilde bu devrime karşı direnç gösterenler, o toplumun halinden hoşnut olan kimseler olacaktır. peki o zaman bu şeriata direnç gösteren insanlar, alışılagelmiş muhafazakar tasvirine uyuyor mu? hayır... kısacası; ilerici-gerici, yenilikçi-muhafazakar, şucu-bucu gibi tanımlamalar, toplumdan topluma ve olaydan olaya değişir, biri diğerine uymaz. siyaset bilimciler bu durumu anlamak için bir siyasi spektrum kullanırlar. en sağdakiler ve en soldakiler vesaire diye. arabistan'daki muhafazakarlar ile türkiye'deki muhafazakarlar açısından konu tetkik edilirse, arada dağlar kadar fark olduğu görülür. olayların bu denli değişken olduğu, yeniliklerin neye yol açacağının kestirilemediği günümüzde; muhafazakarları tekelden ''yenilik düşmanı'' olarak ilan edemezsiniz. özet olarak temel düstur bu.

    öte yandan bir şey daha eklemek istiyorum. geçen gün thomas hobbes'un leviathan isimli yapıtı geçti elime. bakın, senelerdir siyasi doktrinlere ilgi duyan ve bu konuları araştıran bir insan olarak ifade ediyorum ki; muhafazakar kesimin temel değerleri asla değişmemiş thomas hobbes'tan bu yana. hatta thomas hobbes'un leviathan'ı ile, imam gazzali'nin yöneticilik babı hakkında yazdığı risaleler, neredeyse aynı. aynı şeylere vurgu yapılıyor. imam gazzali, ''bir hükümdar bizden dinden dönmemizi isterse..'' diye bir başlık atmışken thomas hobbes, ''bir kral bizden hristiyanlığı terk etmemizi isterse..'' diye bir başlık atıyor. sundukları çözüm önerisi ise aynı: ''en makulu itaat etmiş gibi gözüküp, itaat etmemektir. bu hem isyan değildir ve karışıklığa yok açmaz, hem de bu münker emre başkaldırılmış olunur.''

    bunu neden ifade ettim? muhtemelen 1600'lerde de hobbes'a atar yapılıyordu, fikirleri eleştiriliyordu, yeni bir çağın başladığı ifade ediliyor, kendisinin fikirlerinin artık tutulmayacağı söyleniyordu. imam gazzali'ye de batıniler ''devir bizim devrimiz'' gibisinden şekil şekil konuşmuşlardı. aradan geçen yüzyıllar, gelen onlarca yenilik ve hala daha değişmemiş, temel hedeflere bağlı bir muhafazakarlık anlayışı.

    boşuna uğraşmayın, biz mağlup edilemeziz.

    not: şöyle de bir şey ekleyeyim: muhafazakarlık doktrini hep aynı hedeflere bağlıdır. ancak toplumun 'muhafaza ettiği şeyler' farklıysa, o toplumun muhafazakarları da, başka toplumlardan farklı düşünebilirler, bu gayet doğaldır.
    0 ...