Eski adıyla Dev-Sol terör örgütü, kendisine Avrupa'nın birkaç ülkesini merkez edinmiştir. Bunlardan en önemlisi de Fransa'dır. Yine Fransa ile sınırı olan Belçika bunun bağlantılı kaçışıdır.
Türk kamuoyu Fehriye Erdal olayından buyana Dev-Sol'un Avrupa devletleri tarafından nasıl da korunduğunu biliyor. Bu elbette basit bir korunma ve kollanma değil, çok ötesi bir beslenme hadisesidir. Dev-Sol, Fransız istihbaratına bağlı çalışan bir terör teşekkülüdür.
Suriye krizi çıktığı andan itibaren de, sesi soluğu çıkmayan bu örgüt birden canlanıvermiştir. Neden diye sormak lazım!
ABD elçiliğine saldırı olayı öncelikle anti Amerikancı bir saldığı değil anti Türkiyeci bir saldırıdır. Hedef Amerika değil Türk devletidir. Dolayısıyla olayı sanki Amerikan karşıtı gibi göstermeye çalışan DHKP-C'ye inanmayalım.
Benzer şekilde Aydınlık gazetesi de saldırıyı ABD'ye Bomba manşetiyle duyurdu. Kamuoyunun Amerikan karşıtlığına oynayan bu tür yorumlardan ısrarla kaçınalım. Çünkü DHKP-C anti Amerikancı bir örgüt değildir, kaldı ki bağımsız bir örgüt bile değildir sadece ve sadece taşerondur.
Hemen soralım o çok anlı şanlı Dev-Sol, sıkıysa ve sıkıyorsa gitsin Fransa'ya saldırsın!
Ama yemez. Çünkü Dev-Sol Fransız taşeronudur. Anti Amerikancı görünüp Fransız çıkarlarını savunur.