the barz

entry194 galeri
    27.
  1. son denemesi aşağıda olan yazar.

    ilk aşık olduğu kişiden (babası) ihanetin ne olduğunu öğrenene kadar çocuktur. Bu ihanet babanın başka bir kadına gitmesi, anne öldükten sonra başka bir kadınla evlenmesi, başlık parası için kızını satması ya da ölmesi olabilir. Sonrasında istemeye istemeye büyür. Sancılı bir büyümedir bu. Büyüdüğünü göstermek, belki de yaptığı hatalarla babasının canını acıtmak adına ısrarla hatalar yapar. Nasıl olsa en çok güvendiği kişiden hayatının kazığını yemiştir. Daha kötü ne olabilir ki? şeklinde düşünür. Ama yanılır... Daha yaşanacak çok şey yapılacak çok hata varken boyundan büyük laflar etmemek gerektiğini düşe kalka öğrenecektir.

    Soğukta yalın ayak dolaşmanın hasta edeceğine ne kadar eminse piçlerle takılmanın piçlikten başka bir şey getirmeyeceğine o kadar emindir. Buna rağmen masumiyetini yitirmekten çekinmez. Sobaya yaklaşan bebek gibidir. Ne "dur"dan anlar ne de "cıs"tan. Yanana kadar durmayacak, durduğunda geç olacaktır. Aslında kaybedilmiş bir şey yoktur. Nasıl ki erkeklerin istediği yere sokma hakkı varsa onun da istediğini içine alma hakkı vardır. Yalnız, bu açıklama kendini bile tatmin etmez. Yine de arayıştan çekinmez. Babanın kokusunu başka tende aramaktan yılmaz. Ondan gördüğü şefkati başkasının ilgisiyle ikame etmekten çekinmez. Her seferinde kullanıldığını hissetse de "belki" demekten vazgeçmez.

    "Piç" bir yanılsamadır. Herkes kendi piçinde yitirdiklerinin kötü bir kopyasını görür. Buna aldanır... aslını yaşatan kopya yıllar geçse de unutulmaz. Daha da beteri kopyanın kötü tarafları da hafızaya nakış gibi ince ince işlenmiştir. Bu nedenle ondan sonra gelecekler ondan kat be kat iyi olsalar dahi kalıcı olamazlar. Kalıcı olmak için kötü yanlarının da daha karanlık olması gerekir. Ancak bu kadar iyi ve bu kadar kötüyü bünyelerinde barındıranlar yalnızca "hasta"lardır. Ve onlar fırtına gibidir. geçer giderler ama neden oldukları yıkıntılar yıllarca onarılmaz.

    Bir süre sonra, kız çocuğu büyümüş olduğunun farkına varır.

    Dışarıdan bakıldığında çok güçlüdür öyle güçlü ki kimsenin yardımına ihtiyacı yoktur. En ölümcül hatayı işleyenler ona herhangi bir konuda yardım etmek isteyenlerdir. Kimseye ihtiyacı olmadığını kendine her ispatladığında hissettiği yalnızca gurur değildir. Kesif bir eziklik de vardır. ihtiyacı olduğunda kimseye sığınamayacak kadar güçlü olmanın neden olduğu eziklik...

    Bazılarının ömürde yaşayamadığı kadar çok şeyi ömürle karşılaştırıldığında kısa denilebilecek bir zamanda yaşayan kız çocuğu artık olgunlaşmıştır. Ancak zamansız olgunlaşan her meyve gibi yalnızca ve yalnızca çürümeye mahkumdur...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük