dünyaya geldiğimizden beri en saf duyguları yaşadığımız, tek sorunumuzun iki oyuncağın kırılması ya da annenin babanın o çok istediğin şeyleri almaması olan zamanlar. insanlar büyüdükçe, dertleri, sıkıntıları büyüyor. hayat sana acımasız olmayı öğretmeye çalışıyor her seferinde. çocuk gibi, sana gülümseyen birisine hemen güvenmemen gerektiğini öğretiyor. o en güçsüz halinle bile vurduğunda incittiğini sanıyosun insanları. büyüdükçe öğretiyosun inciten şeyler vurmak kırmak değil söylenen şeyler. daha çok iz bırakıyorlar hayatında. kendini bilmediğin zamanları özlerken kendini arıyosun hala bi yandan.bi koşuşturmacaya katılıp sen de gidiyosun. ama bazen durup etrafındakilere o çocukken yaptığın gibi küçük tatlı şımarıklıklarını yapıyosun o zaman anlıyosun hala içinde bi yerde var olduğunu o küçük çocuğun.