Kaza haberini almadan önce neredeyse hiç tanımadığım; yerli yapım programlara pek yakın olmadığımdan dolayı yüzüne de pek aşina olmadığım, şarkılarını hiç dinlemediğim, bundan sonra da asla karşılaşamayacağım, hafızalarda hep genç kalacak, vedasını tamamlamış, hakkında birinci ağızlardan anlatılan samimi hikayeleri okuduktan - dinledikten sonra, artık ismini kolay kolay unutamayacağım güler yüzlü çocuk..
Ayrılışı ile birçok şeyi sorgulamama sebep oldu.. Başta iki yüzlülüğünü bir kere daha gözler önüne seren, can kavgasına düşmüş bir adamın, hayata tutunmaya çalışan yaralı vücudunun üzerinde rant çarklarını döndüren medya.. Sonrasında; "Şok Şok Şok Barış Öldü" şeklinde altyazı ve resimlerle, vefat kavramına bile saygı duyamayacak kadar aciz, magazin kültürü.. Ve son olarak; bir insanın hakkını hayattayken bir türlü teslim etmeyi bilemeyen ama kaybettiğinde de yeri göğü inletip, iki gün sonra unutan ve sadece ölüm yıldönümlerinde hatırlamayı adet edinmiş bizler.. Böyle gelmiş, daha böyle nereye kadar gider..