misafirliktesinizdir. bağırsaklarınızdan gelen sesler ve gaz sıkışmaları yüzünden sürekli kendinizi kasar vaziyettesinizdir. büyük felaketin tellalı gibi 2 koltuk yanınınızdakileri bile rahatsız eden guruldamlardır bunlar, tez zamanda s.çmanız gereklidir artık. bu arada sürekli ikram üstüne ikram edilir bir şeyler. yemeseniz geri çevirseniz "ölümü gör bak hatırım kalır" diye trip yersiniz. anlatamazsınız derdinizi. en sonunda sorarsınız lavabonun hangi yönde olduğunu. biri size rehberlik eder genelde kapıya kadar ışıkları ve kapıyı açar. karşınızda bütün ihtişamıyla duran klozete doğru yönelirken daha pantolonunuzu ve altındaki bilimum çamaşırlarınızı sıyırmaya başlarsınız. ve o büyük an gelir çatar. daha hafif bir yüklenmeyle bir gürültü kopar. salondan gelen şen kahkahalı sohbetler bir anda kesiliverir, televizyon açıksa sesi kısılır. insanlar birbirlerine sorarlar ses dışardan mı geliyor acaba diye. siz bu arada aldırış etmeden özgürlük anıtı gibi dikersiniz eserinizi klozetin içine. sıra el yıkama ve sifon çekmeye gelmiştir aktivite bitiminde. ama ne yazıkki sifon çekilince gitmez o şaheser olduğu yere demir atmıştır sanki. alel acele sağda solda deterjan filan ararsınız el alemin lavabo dolaplarının içinde. sonrası allah'a kalmış bir olaydır dua etmeye başlarsınız sürekli saate bakarak vaktiniz dardır. kısacası sürekli problem yaratır bu stresli vazife. en iyisi eve saklamaktır.