beşiktaş kavramın vardı dosya şeklinde az gezmedik onlarla çarşıda. gerçi o zamanlar hava atma aracıydı bu dersane klasörleri, daha doğrusu kimin ne mal olduğunu ortaya çıkarıyodu. mesela erol altaca klasörü elinde birini gördükmkü "ulan herif manken gibi karı kızın olduğu dersanede" diyebiliyorduk veyahut fen bilimleri klasörlü gözlüklü çocuğun banko boğaziçine gireceğini kestirebiliyorduk. bir de ortadirek olanlar vardı bizim gibi kavram, uğur, mef öğrencileri ki bunlar birbirinin gözüne baktım mı o mesajı gönderebilirlerdi. bide bu klasörlerin bir özelliği vardı, içinden asla tek bir defterin düşme olasılığı yoktur. o defterler düştümmü sürü psikolojisi ile toplu halde giderler. kendini parcalasan tutamassın bir de tutayım derken kolunun altına sıkıştırmak istersen iyice taksit taksit ve yavaşça düşer herpten rezil olursun. bir de içinde kalemlik falan varsa evlere şenlik. hey gidi günler hey.