tamam şair, duyguların adamıdır.. onun mantık, objektif düşünce ile konuşmasını bekleyemezsin.. fakat böyle cahil cühela zevatı, yazar-çizer diye ortalıkta dolaştıran ülkem için üzülüyorum..
bugün dangoz adamların çağdaş, çağdaş diye kucağına oturmaya çalıştıkları avrupa, amerika'ya gidip gören bir müslüman genç olarak, orada namaz kıldığın zaman sana saygı duyuluyorsa, patronun elini kalbine koyup "respect"(saygı) diye sana iltifat ediyorsa insan şaşırıyor..
sen hem çağdaşlık diyorsun onlar gibi değilsin, milletine gerici diyorsun milletin gibi değilsin.. sen nesin??
cengiz aytmatov'un gün olur asra bedel romanında bir tabir vardır.. mankurt tabiri.. mankurt yani kendi vatanına, geleneklerine, dinine, ceddine yabancılaştırılmış beyni yıkanmış olan.. mankurtlar artık ne kendisini tanır ne ana babasını, sadece efendisine hizmet etmektedir gayesi.. işte cengiz aytmatov bunları görüp yazdı belki de..
bu zırvaların neresini düzelteceksin.. hallac-ı mansur'dan haberi yok, yunus'u bilmez.. islam cahili, tasavvuf fakiri.. tasavvufu bir felsefe, bir fikir akımı zannediyorlar.. tasavvuf islamiyet'in ta kendisidir..
--spoiler--
Necip Fazıl Kısakürek bir çilekeş değil, tam anlamıyla bir siyasal islâm militanı. Bu militanlığında da düzmecelik, simülatörlük ve simülasyon var. Çağının çağdaşı şair, bir mümin olsa da Allah ve dini aşmış şairdir. Gerçek şair ne Allaha ne de dine teslim olur. Tıpkı Hallâc-ı Mansûr, Nesimî, Aboul Alaa El Maari, Abu-Nuwas ve Yunus gibi.
--spoiler--