vefatının üzerinden "on dört yüzyıl" geçtiği halde o zamandan, bu zamana hayatımız ve yaşamımıza dair çok derin değişiklikler geçirdiğimiz, bilim'in çok hızlı ilerlediği kavramların farklılaştığı sayısız "krallar,alimler, filozoflar'ın" silinip unutulduğu günümüzde; diğerleri gibi bir insan olan Muhammed (as) ölümlü insanlara rehberlik edecek seçilmiş bir kişiliktir. öncelikle onun bir insan olduğunu unutanlara bir hatırlatma olarak; "onun öğrettikleri bizzat kendi denetimi altında kaleme alınmış ve güvenilir bir biçimde sonraki nesiller için muhafaza edilmiştir." hz. peygamber (as) asla kendisini müminlere buyurduğu kuralların üstünde görmemiş. aksine herkesten çok daha fazla namaz kılan, oruç tutan, ruhi ve manevi, ahlaki uygulamalar da bireysel veya ortaklaşa ruhsal ya da dünyevi hayata dair her şeyle ilgilenmiş yanı sıra kendi güzel örneğini de bizlere bırakmıştır.
konu, başlığı ve tanım itibarıyla anlatılmak istenen öncelikle günah kavramı'ndan ziyade insan varlığı üzerinden düşünülmelidir. şayet peygamber (as) ve diğer elçilerin insan olmadığını düşünen ve düşündürenler şirk'e girmiş olurlar.
tıpkı diğer insanlar gibi bir insan olan ama her hareketi, her sözü her arzusu ilahi irade içinde kaybolup gidecek olan bir varlığa hazırlanması gereken, hz. peygamber (as)ın manevi gelişimi vahy derecesine ulaştığında, bir insan'ın kaldırması ağır birçok acıyı yaşayarak ve tevekkül'ünden ödün vermeyerek "hatemu'l enbiya" mertebesine ulaşan hz muhammed(as) bu manevi olgunlaşma süresinde bir insan olarak şahsına ve o'na inanlara yapılan baskı ve zulüm'den dolayı ümitsizliğe kapılmaması adına cebrail(as) tarafından kendisine "duha süresi tebliğ edilmiştir. bu surede anlatılmak istenen gayet açıktır. ve yedinci ayet peygamber (as)ın da bir insan olduğunu açıkça vurguluyor! sürenin kapsamı resulullah'ın dürüstlüğüne ve takvaya olan bağlılığına da bir kanıttır. firavun da bir insandır fakat insanlığa kötülük yapan biridir, kur'an'ı kerim ve tarih onu öyle yazmıştır. hz muhammed (as)'ı böyle ucuz numaralar ve yanılsamalarla küçük düşürmeye çalışanlar öncelikle dürüst olmadıklarını bilmelidirler.
bir şey doğruysa bile bunun bir geçmişi ve yaşanmışlığı vardır, nedenleri ve sebepleri vardır, bunları belirtmeden ayetler'in koz kullanılarak, Hz. peygamber (as) yaşantısını yüzeysel bir şekilde cımbızlayarak iki cümle de işte peygamber'iniz bu dur denilerek insanlara "doğru" olanı "yanlış" olarak vurgulamak! öncelikle, başlığı ve tanımı yapanın taraflılığını, bilgi'sini ve kibirlik'ini gösterir. "doğrular" adam gibi yazılana kadar anlatılmak istenen teferruattır.
duha süresi 1-11 ayetler:
"and olsun doğan güne!
ve her şeyi örttüğü zaman geceye!
ki rabbin seni terk etmedi, sana hiç de darılmadı.
ve kuşkusuz ahiret senin için bu dünyadan daha hayırlıdır.
ve muhakkak ki Rabbin sana güzel nimetler verecek ve sen hoşnut olacaksın.
o seni bir yetim olarak bulup da sana bir sığınak, bir himaye sağlamadı mı?
Senin yolunu şaşırmış bir halde bulup da doğru yolla eriştirmedi mi?
ve seni başkasına muhtaç bir halde bulup da zengin etmedi mi?
öyleyse sakın yetime eziyet etme!
ve el açıp isteyeni de sakın azarlama!
ve rabbi'nin nimetini minnet ve şükranla an!
