Sözlüğe her girişimde neden bu nick diye kafamı duvara vurasım geliyor.
Ama gelin size ufak bir hikayesini anlatayım.
ilk entry giriş tarihim: 08.04.2010 16:42 yaklaşık 3 yıl önce üye olmuşum. lise 2 mi 1 mi tam hatırlamıyorum. lise 1 sanırım. tanrım ne kadar korkunç.
Hangi düşünceyle, kimin gazıyla bunu seçtim tam hatırlamamakla birlikte sanırım sadece gossip diye nick almaya çalışırken olmuştu bu kötü olay. onu da neden düşünmüşsem.
her neyse efendim. o zamanlar eski evde oturuyoruz, henüz taşınmamıştık. kısaca daha çocukmuşum. hiçbir hayat gayem yokmuş o zamanlar. şimdi oturduğum yerden bakınca anlıyorum.
hayatımın son 3-4 senesinde ben 15'ten 19'a değil de sanki; 15'ten 35'e yükselmişim, büyümüşüm, ruhum kırışmış gibi. o kadar çok insan kaybettim ki, bazen uyanınca hangisi hayaldi hangisi gerçekti diye düşünüyorum.
1 sene evvel gerçek biriyle tanıştım. açıkça söylemek gerekirse, ilk erkek arkadaşım diyorum ben ona. aslında öyle de zaten. şu ilişki denilen şeyde uzaklar yetmiyor. dokunmak lazım, hissetmek lazımmış. işte bunu 3 mayıs 2012'de ona sımsıkı sarılarak öğrendim. seviyorsanız, dokunun, hissetmeyi öğrenin derim. hayatı tuzsuz yaşamayın. tuz da güzel şey.
hayatımdan çıkarmam gerekenleri çıkardım. insanlarla arama mesafe koydum. mesafe güzel şey. yapılması gereken şey. nerede fazla samimiyet varsa orada laubalilik var demekmiş. insanlar zayıf karakterli olmamalı. bana diyorlar ki 'o' hayatına girdiğinden beri gözün kimseyi görmüyor. hayır efendim ne münasebet. aksine o hayatıma girdiğinden beri gözüm her şeyi gayet net görüyor.
samimiyetsizlik en dayanamadığım şey. sanırım ben büyüdükçe insanlar farklılaştı ya da ben değiştim. dünya yıkılsa bize bir şey olmaz dediğim arkadaşlarım şimdi yok. anlayacağınız kimse samimi değil. kimse pek güvenilir değil. he bu yüzden karalar bağlayacak da değiliz. buraya yakışır bir laf vardır ya hani, onu da siz doldurun.
evdeki kedi sayısı ikiye çıktı. kedi güzel şey. eve bağlayan, evdeki huzuru sağlayan şey.
ikisini de sokakta bulup eve getirdim. bence dışarıdan eve getirdiğim en güzel şeyler.
lise bitti geçen sene. 40.bin sıralama geldi. son 2 senedir sinemaya karşı çok hevesim olduğundan ve yarını düşündüğümde sadece sinemadan zevk alabildiğimi fark ettiğim için sinema yazdım tercihlerime. açıkta kaldım. kısmet dedim geçtim. tekrar hazırlanıyorum şimdilerde. bulunduğum ortamı hiç sevmiyorum bir de. ama bi tane kendim gibi bir öğretmen buldum. ders değil, sinema üzerinde uzun uzun konuşuyoruz. bu sene de böyle bir şey kazandım.
özet: leon'u orospu ettiniz.
ve ufak bi hatırlatma: hiçbir şey okunduğu kadar kolay yaşanmıyor.