tarantino abimizin bize bol bol ayak izlettirdigi filmdir. ayak fetişi denen mevhumun bokunu cikartmiştir hatta. filmde ne kadar kadın varsa hepsinin ayak hatlarini zihnimize kazımiştir sagolsun.
dogrusunu söylemek gerekirse, sinema sanati ile fazla ilgisi olmayan, "bi filme gideyim de şöyle birkaç atraksiyon göreyim" diyen insanlar pek de hoş vakit geçiremeyeceklerdir bu filmi izlerken. hatta belki sonuna kadar bile izlemeyeceklerdir.
izleyen bir çok kişi, filmin yarisinda solandaki izleyicilerin sinemayi terkettiğinden bahsetmektedir. gerçi benim izledigim salonda öyle bir şey olmadi ama yanımdaki arkadaslarim da dahil, bircok kişinin sıkıntıdan patladigina sahit oldum kimi zaman.
filmde yine uzun uzun dialoglara yer vermiş tarantino. dakikalarca konusan bi sürü kadın var. "amma konuştu bu karılar da be... car car karı çenesi dinlemeye mi geldik buraya!" diyenler bile çikmiştir ve çikacaktir da. ama tarantino'yu tarantino yapan da bu diaologlar degil midir?
hele ki reservoir dogs'daki "like a virgin" muhabbetine methiyeler düzüp, bu filmdeki muhabbetlere söven bir güruh vardir ki bunlari hala anlayabilmiş degilim acikcasi. işte bu noktada anlaşiliyor her şey. bu durumda demezler mi adama: "demek sadece abazanliktan dolayi ilgini cekmiş o muhabbet senin" gayet saçma ve mota mot bir çeviri ile izledigi filmde "bakire" lafini duyup gaza gelen, "aa abi bak bunlar da bizim gibi bakire karılardan falan bahsediyo, helal olsun adama. bak ne dialog yazmiş adam " diyen, hayatinda "like a virgin" dinlememiş, dinlemişse de anlamamiş kesim elbette ki sevmeyecektir bu diaologlari. eskaza rezervuar kopeklerini izleyip duydugu "bakire"li dialog ilgisini cekmiştir onlarin (ki bunları "like a virgin"in, filmde çeviri yoluyla katlediğini görmüş biri olarak söylüyorum. oysa çevirme kardeşim orayi. birak da araştirsin adam. kavrasın olayı. di mi ama) e malum bizim millet de sever bu "virgin" muhabbetini. rapor alanlar falan bile çikar hatta.
neyse konu bok yoluna gitmek uzere. toparlamak lazim...
kisacasi tarantinoyu tarantino yapan dialoglar bu filmde de fazlasiyla mevcuttur. peki koca film sadece "car car konusan karilar"dan mi ibarettir? elbette ki degil. aksiyon da koymus adam. hele ki iki arabanin kafa kafaya çarpiştiği bir sahne var ki yonetmen bu sahneyi farkli açilardan tekrar tekrar gostererek, izleyicinin gözüne sokarcasina: "alin size aksiyon. alin size kan. alin size havada uçuşan organlar" demiştir açikca.
filmin geneli göz önunde bulunduruldugunda final de gayet hoştur aslında. ne olabilirdi ki sonucta. boyle filme boyle bir final giderdi zaten.
her şey bir yana, caanım grindhouse'u ikiye bölüp 2 kat gişe elde etmeyi amaçlayan mantigi da şiddetle kinamayi boynumun borcu bilirim. bu parlak fikrin sahibini ve yedi ceddini saygiyla anıyorum.