parası iyi derler, ama yaptığı iş kışın bir zor, yazın başka bir zor. ve aşırı ağır. Çalıştım o adamın yanında ve sadece getir-götür işi yaptığım halde ölüyorum zannettim. Babamın nasıl dayandığını sorguladım. Dayanamayıp ağladığım geceler oldu. Ne yapsam emeğinin karşılığını veremem gerçekten. Ona layık bir evlat olmaya çalıştım, ama karşıma öyle engeller çıktıki, o engelleri aşamadım. Ve bu da bana zarar verdi.
Ve kendi emeğinin karşılığını da alamıyor. Şu an toplasan çevredeki borçları 15-20 bin tl eder. Onun bunun ağız kokusunu çekmekte cabası. Tek isteği okumamız ve onun gibi olmamamız. Bunları söylerken bile adamın içi titriyor.
Kendimi istedi? hayır. Dedemin suçu! Kim oğlunu 16 yaşında istanbul'a okumak yerine inşaata gönderir ki. Göndermiş işte.
Şimdi her inşaat önünden geçerken, o paslı demirleri gördüğümde içim acıyor. Benim babam bu demirlerle boğuşuyor, ben 2 sayfa kitabı alt edemiyorum diyorum. Bu dahada koyuyor.