kardesim annemin ogretmenlik yaptigi meslek lisesinin cocuk gelisim bolumunde anaokuluna giderdi, onu okuldan alma gorevi de bana aitti cunku annecigim issiz babamdan hayir gelmeyecegini bildiginden 5-6 senenin borcunu odemek icin okulda kalir, sinavlarda gozetmenlik yapmak gibi ekstra islere gonullu olurdu. eve aksam 8'den once gelirse sansli sayilirdik yani. bir gun okuldan erken cikacakti, erken cikacagi nadir gunlerden biriydi. bunu bildigimden okuldan ayrilmadim, kardesimle birlikte annemi bekledik, aklimiz sira birlikte gidecektik eve, birlikte donecektik. bir iki saat takildik oyle, mutluyuz falan, okul bitti, ogrenciler dagildi, annem kardesimle konusuyor, birden kadincagizin telefonu caldi. o telefon konusmasinin ardindan yuzunun ne sekil aldigini hala unutmam... arayan apartmanin kapicisiydi. icra memurlarinin evimize gelip tum esyalari bir bir goturduklerini soyluyordu... eve nasil donduk, annem o kapiyi nasil acti, goturulen esyalari nasil tespit ettik bilmiyorum. gitmisti hemen hemen her sey... yemek yapamiyorduk, ocagi bile almisti icra memurlari. oyle oturduk sessizce, soguk, bos evin icinde. babam o sogukta balkona cikip sigara yakti ardi arkasina. annemi ona bagirirken dinledik kardesim ve ben. babam kaba kuvvete basvurmaktan cekinmeyen bir adamdi ama sadece o gun onu ne sesini, ne yumruklarini yukseltmeden sadece dinlerken gordum. biliyordu cunku, haksizdi. zaten ne zaman hakli olmustu ki?