stalin kendi ulkesi dahil, butun dunya ulkelerini komunist rejimi benimsemeleri icin zorlamistir. 20 lerde turkiye ile sovyetler arasinda imzalanan "saldirmazlik" anlasmasinin, ikinci dunya savasi sonrasi sovyetler tarafindan tek tarafli olarak feshedilmesinin sebeplerinden birisi de budur.
henuz komunizmle tanismamis olan ulkeleri isgal ederek ve onlara hizmet ederek degil de o ulkenin halkini komunizme hizmetci olarak almak ne derece dogrudur? iste stalin bunu yapmak istemistir. emperyalizmi yikmanin, komunal sistemi hayata gecirmenin yolu da bir sovyet imparatorlugu kurmak degil, halklara "kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme" haklarini vermekten, en onemlisi onlari egitmekten gecmektedir. iste devrimin silahla degil de, kitapla yapilmasi gereken asamasida budur.
fakat, stalin i yanlis anlamak onu sadece bu sekilde degerlendirmekte olabilir. stalin in yaptiklarini yanlis bulan kisilerin en buyuk yanilgilari sovyet rejiminin yikilmasini stalin e baglamalari, ic ve dis dinamikleri goz ardi etmeleridir.
yazar ve arastirmaci emre kongar in da dedigi gibi, 1945 sonrasi sovyetlerle amerika arasinda yasanan soguk savas sureci sovyetlerin sonunu hazirlamistir.
amerika nın ekonomik politikalari ve bati blogundaki cogu ulkenin anti-komunist olmasi sovyet ekonomi modelinin islemesini engellemis ve baskin olan bati blogunun diger bati ulkelerini etkilemesini kolaylastirmistir. bu yuzdendir ki, turkiye gibi o zamanlarda sanayi devriminin yeni gerceklestirmeye baslamis ulkeler, sovyt rejiminin yanlis uygulamalarindan sakinmis, bir sure kendi yaginda kavrulmaya calissa da isbirlikci politikacilarin yanlis yonlendirmelerinden dolayi emperyalizmin kuyusuna dusmustur.
1991 sonrasi yani soguk savas sona erip, bu oyunu vahsi kapitalizmin kazandigi kesinlesince de anti-komunist dusunceler kucuk ulkelerin, kucuk beyinli yoneticilerine empoze edilmis, daha komunizmin ne oldugunu bilmeden bu sisteme dusman olan insanlar yetistirilmistir.