düne kadar makina'yı hiç seyretmedim seyretme şevki ve azmi bile duymadım. okan bayülgen'de ilgi alanım içerisine pek girmez. sol sütundaki başlıkların hatırına ilk on dakikasına göz attım. sözlük mü makina mı tercihi arasında sözlüğü seçtim. yani sözlük makina'dan daha ilgi çekici geldi. tamam, sözlükler aleminde popüler nesne haline gelen makinayı izlememek beni demode yapmıştır kabul ediyorum.
şimdi sol sütundaki başlıklara bakarken, sözlüğün programda sıçıp sıçmadığının tartışıldığını görüyorum. izlemediğim için lehte ya da aleyhte herhangi bir değerlendirme yapamayacağım. hatta ekşi sözlüğün "galip, bu yolda mağlup" deyiminin ana karakteri olup olmadığını bile bilemeyeceğim.
ancak, bildiğim şudur: makinayı, ekşi sözlüğü vs. ittir edin gitsin. popülerliği, imajı, birilerinin üstünlüğü (?) karşısında ezilmeyi boşverin. çünkü, insan bazen heyecanlanır, konuşamaz, bazen susturulamaz, bir bakarsınız başarıdan arş-ı ala'ya çıkar, bir bakarsınız yerlerde sürünür. ve buna hayat derler. doğrusal bir çizgiden ziyade inişli çıkışlıdır. ne olduğunuz, karşınızdakinin sizi nasıl gördüğü değildir. asıl, sizin kendinizde gördüğünüzdür.
