terörist başına (pardon yoksa imralı mı demeliydim!) yönelik kamuoyu oluşturma aşamalarına (bkz: kamuoyu oluşturma/#18560147) daha önce değinmiştim.
bu süreçte planın 4. aşamasındayız. ("akil adamlar" öcalan ev hapsine geçirilirse / öcalan milletvekili seçilirse terör durur vb. öneriler gelir.) Öcalan'ı itibarlaştırma çabaları tüm hızı ile devam ediyor. yandaş basının amiral gemisi habertürk genel yayın yönetmeni (hükümet sözcüsü) fatih altaylı'nın bugünkü yazısına bakalım.
----------alıntı---------------
Bugünlerde olan biteni izleyip çok eğleniyorum .çok gülüyorum. Terörün sona ermesiyle ilgili çok ciddi bir süreç yaşanıyor. Devlet öcalan'la görüşüyor, öcalan cezaevinden, imralı'dan mektupla, belki de telefonla talimatlar yağdırıyor, MiT aracılığıyla mektuplar yolluyor, terör örgütünün Türkiye dışına çıkması ve daha sonra da silah bırakmasıyla ilgili altyapıyı hazırlıyor. Terör örgütünün Kandil'deki kadroları zaten tek irade olarak öcalan'ı tanıdıklarını, öcalan'ın talimatlarına uyacaklarını açıkladılar. Kandil'den yapılan açıklamada, "Bizimle görüşmenize gerek yok. Bizim irademiz öcalan'dır. Onunla görüşün yeter" denildi. işin özü de bu. PKK dediğiniz aslında PAö. Yani Abdullah öcalan Partisi. Gerisi lafügüzaf. Partide 2., 3., 4. adam falan da yok. Hepsi öcalan. Dağdaki kadro da bunu biliyor, şehirdeki kadro da. Aslına bakarsanız Meclis'teki kadro da biliyor ama....Ben de işte o "ama"da gülmeye başlıyorum. BDP'nin yaptığı tuluat, kendini önemsetme çabası, sürecin bir parçasıymış rolü yapması beni kahkahalara boğuyor. Ben Abdullah öcalan'ı biraz biliyorsam, imralı'ya giden BDP'li heyete "Siz de kimsiniz?" muamelesi yapmıştır. Ve yine Abdullah öcalan'ı bir nebze biliyorsam, BDP'nin bu "rol çalma" ya da "role ortak olma" çabasına inanılmaz sinirleniyordur. Bunu kendine rakip olma çabası, bunu kendi gücüne ortak olma çabası olarak görüyordur. Ne var ki, işin aslı da budur. BDP'liler ne derse desin, ne yaparsa yapsın, hangi role soyunursa soyunsun öcalan'dan başka otorite yoktur. BDP ne öcalan'ın "Evet" dediği bir şeye "Hayır", ne de öcalan'ın "Hayır" dediği bir şeye "Evet" diyebilir. Zaten böyle bir şeye hakları da yoktur. çünkü düne kadar sürekli "öcalan"ın adını kullanarak, onun arkasına saklanarak siyaset yaptıkları, bugüne kadar kanın durması için öcalan'dan bağımsız veya izinsiz dudaklarını veya parmaklarını bile kıpırdatamadıkları için bugün de bu halde olmaları normaldir.öcalan yarın Kürt milliyetçilerine veya Kürt faşistlerine dönüp "Bu BDP'lileri tarihin çöplüğüne atın" dediği anda BDP'lilerin "yok hükmünde" olduğunu en iyi BDP'liler bilir. Bilirler bilmesine ama yine de bu tuluatın içinde yer alırlar. Bizi de güldürürler.
----------alıntı---------------
şimdiki kamuoyu oluşturma planında birkaç amaç gizli.
1- öcalan'a akil adam/muteber kişi statüsü kazandırmak.
2- öcalan'sız çözüm olmayacağı düşüncesini aşılamak.
3- öcalan'ın bdp, kandil ve avrupa'daki pkk kadrolarının üzerinde olduğunu, kürt oluşumunun lideri olduğunu ve tüm kürtlerin onun sözünü dinleyeceği algısını yaratmak. bu haliyle siyasi rakip bdp'nin de gücünü azaltmak.