işte aşk denilen çıkmazın aslında hormonlar tarafından kontrol edildiğinin bir göstergesi. kimse inkar edemezki yakışıklı bir erkek görünce hareketleri değişir kızların. yine tam tersi şekilde de güzel bir kız görünce erkeklerin ağzının suyu akar. tabi burda başlıyor olay. şahsın sevgilisi vardır. onu delice sevdiğini iddia ediyordur. ama karşısına onu etkileyecek biri çıkınca mesela tavırlarını sevdiği veya gülüşünü sevdiği, ister istemez ona ilgi duyabilir, belkide duyar. devamında, şahıs arkadaş olursa o sonraki kişiyle ve ilişkinin verdiği sıkılmışlıkla onu seviyorum sanabilir. ama ilkinden de kopamaz. neden mi? yaşanmışlıklar vardır. anılar güzel komik romantik... o yüzden sevgilisi olan arkadaş belasına bulaşmamalı. bana sorarsan da hiç sevgili işine bulaşmamalı. çünkü bizim oralarda bi tabir var tam olarak bu işleri tanımlıyor (bkz: bokun içi)