bülent ersoya sanatçı denilen, her gün bir travestinin hunharca öldürüldüğü, bastırılmış duyguları nedeniyle gözü dönmüş bir sürü homofobik erkek müsveddesinin yaşadığı, 'ibne'nin en büyük küfür olduğu bir ülkede delikanlılık raconu kesip kapalı kapılar ardında kadınlığa özenen yıllardır her hafta seyirci karşısına takım elbiseyle çıkıp ailemizin terbiyeli oğlunu oynayıp yatakodasında pis oyunlar yapan ikiyüzlü haysiyetsiz kendini bilmezlerin olduğu bir ülkede çok cesur olan kişidir. Camia dikkate alınırsa çoğu erkekden daha adamdır bu cesaretiyle. empati kurulamayabilir böyle bir duyguyla ama kendini öyle güzel ifade etmişki hala abuk subuk sorular sormak saçmalık bülent ersoy'un gençlik halini düşünün o haliyle kalıp gay olsa çok daha mutlu bir aşk hayatı olurdu şüphesiz ancak o kendini çoğu kadından kadın hatta tanrıça görüyor ve ruhuna uygun bir beden aradığı için bu hallere düştü * umarım rüzgar hormon ilaçlarının dozunu akl-ı selim doktorların kontrolüyle doğru ayarlar da aynı kaybolmuşluk içinde yer almaz...
kendisi nezdinde bastırılmış kişiliğinle yüzleşmekten korkmayan ikiyüzlü sahte ve topluma uyan kolay bir hayattansa kendi gerçekliğinin peşinde toplumdan dışlanmayı göze alarak yaşayan tüm cesur yüreklere güç diliyorum ve bu cesareti gösteremeyecek ya da şartları gereği gerçekleştiremeyecek olanlara da sabır ve güç diliyorum.
ayrıca üzülerek belirtmek isterim ki rüzgar ayşe arman'dan daha güzel ama işte ayşe arman o kocaman elleri kaba saba görüntüsüyle cinsellik kokan kendini fazlasıyla kadın bulan biri keşke kendini dev aynasında dünya güzeli/yakışıklısı gören görünüşün her şey olduğunu düşünen kendini bilmezler de rüzgar gibi gerçekliği sorgulasa emin olun bu ülke çok daha düzgün bir yer olurdu...