tam da alıştığını düşündüğünde, biri anar onu ansızın.
ve yeniden öldürmeye başlar seni onun adını duyduğun an, sızın
yalnızca sol anahtarı olanlar mı kalp çalabilir?
seviyorum anlıyor musun?
kırgınım.
gidişin değil, kırılmışlığım batıyor avuçlarıma.
üzgünüm,
biraz daha kal diyemediğim için sana.
yalnızım, anlayabiliyor musun korunmasızlığımı?
ve hissedebilir misin hiç sarılmadan savunmasızlığımı?
ö(z) lüyorum sadece,
aldırma
yüzsüzdüm
milyonlarca yüz arasından yüzünü süzdüm yüzüme.
gittin ya kim bilir,
tüm aynalarda bu yüzden yüzüm, anlamsız bir hüzündür belki de
kimse anlamıyor beni.
aşklar gibi elvedalar da hayatın bir parçasıdır, diyorlar.
her ayrılığın bir merhabaya gebe kaldığını anlatıyorlar.
seviyorum işte ulan,
tükürmekle söner mi hiç can yangını?
anlayın işte artık,
içsel bir olay bu ve bu yüzden gözden çok iç sel.
yalnızca kalbim kırık...
gitti de kıyamet mi koptu sanki, üzülme diyorlar.
benim çocuklarımın cennetini de götürdü ayakları altında diyorum.
anlamıyorlar *