aslında hemen oracıkta, azıcık bile sorgulamadan, kuytularda empati kurmadan yargılanmaması hatta yadırganmaması gereken bebeksidir.
duş dediğimiz; bazen insanların kah kirliyken temizlenme, kah cünub vaziyetteyken gusl-ü farz abdesti alma gibi yaşamsal, dinsel ve de tinsel sebeplerden; bazen de "şöööyle bir osbir patlatam da kendime gelem be. bunu hak ettim doğrusu. çünkü buna değerim" gibi hazsal amaçlardan ötürü; su, sabun, şampuyan, kese, lif, duruma göre klorak, bazı bazı kiralık cüce kullanarak yaptıkları faaliyet veya faaliyetler bütünüdür. elde var 1.
canım eltim havlusu dediğimiz ise, eltisine olan sevgisini bir yol üstü dinlenme tesisinde bile göstermek isteyen gerek emiklenmiş gerek emiklenmemiş bir çift meminto sahabısı hanımların satın aldığı, üzerinde "canım eltim" yazan bir tekstil ürünüdür. tesisat.
bebeksi ise, norveşli balıkçıların kremleriyle gün boyu ovalanan; akşamdan süte yatırılmış, talepleri genelde "okeyto" olarak cevaplanan erkek insanı. kıllı olur kılsız olur bunu tartışırım. bebeksiye en güzel örnekler: burak kut, bebeto, en yakın arkadaşım arda kural veya mehmet erdem. belki biraz uzaktan akrabam olan burhan çaçan.
tüm bunları aynı potada erittiğimizde, eltisi tarafından sevilen, bu sevginin bir nişanesi olarak "canım eltim" havlusu ile ödüllendirilen bir bebeksinin bu havluyu duşta kullanması hayatın doğal akışına uygundur diye düşünüyorum. bunu mevduatlar ve yatırım uzmanı ile bile tartışmam.
heee şu da var ki; davasında sonuna kadar haksız bebeksidir. bebeksi bebeksi! kendine gel. bir; çıblaksın, önümde dal-taşak duruyorsun, ayağında bir çif çorap. buna bir şey demiyorum. iki; arkadaşım neden o havluyu boynuna takıyorsun? sen sünnet konvoyuna çıkan tempra slx'misin? oldu olacak bir de kurdela takalım skine? üç, be amına kodumun oğlu, üç, be yavşak, üç, sen elti misin? lütfen kendine çeki düzen ver. bunu yapabilecek güçtesin. bu günleri birlikte aşacağız.