Hiç yaşayamadığım diyalogdur. Doğduğumdan beri ne büyükanne ne büyükbaba görmüş birisi olarak hazin duyduğum, aklıma geldikçe ağlamaklı olduğum bir durumdur. Üç yaşımdayken memleketten göç etmişiz. Göç etmeden önce büyükbabam vefat etmiş, bilirsiniz işte küçük bir çocuk o an neler hissedebilir ki olaylardan bile habersizsin, bunu yaşım ilerledikçe anlayacağım tabi. Ne dedenin yüzünü tanıyorsun ne sesini. Birileri belli bir yaştan sonra dedenin olmadığını söylüyor o kadar. Derken sonra Aydın'in Didim ilçesinde bir köye yerleşiyoruz ve ben yine büyükannemden habersizim bir süre sonra o da vefat ediyor. Bunu da belli bir yaştan sonra ancak idrak edebiliyorum. Anaannem ve babaannemin hala hayatta olduğunu ilkokula gidince öğrendim. Ama görmedim hiçbirini. Göremedim. Maddi imkansizlik mi artık yoksa aradaki mesafe mi bilmiyorum ama belli ki dünyada en çok pişmanlık duygusu çekeceğim olaydır bu. Büyükanne sevgisinden mahrum kaldım ve onları da torun sevgisinden mahrum bıraktım. Çok üzücü bir durum.Onların beni gördüğü aşikar da ben o yaşta çok küçük yaşta bunu nasıl anlayacağım ki bu dramatik bir olay aslında. Dünyada Var midir eşi benzeri bir durum bilmiyorum ama ben babaannem olsun anaannem olsun, onlarla bu yaşımda bir cümle de olsa konuşmak isterdim. Siz siz olun her fırsatınızda onlarla vakit geçirmeye çalışın.