askerlik kutsal bir meslektir. Ancak olaya temizlik, emir komuta zinciri sosyal statüler ve hiyerarsik tutarsızlık gözüyle bakarsan bunu dinle çakallıkla özdeşleştirirsen bu mesleğin onuruna bu mesleğin maneviyatına malik olamamışşın demektir.
Fiziksel şiddetin elbetta savunulacak yani yoktur. Ancak askerliğin ki burada tek bir millettende bahsetmiyoruz. Evrensel bir oluşum gözüyle incelersek sabır kondüsyon ve mukavvemet( fızıksel-psıkolojık) esas alır. Çarpıtılan yetkiler, bilincizce kullanılınca yazarında bahsettiği sorgulama-soğuma evresi başlar.
Unutulmamalıdır ki askerlerimiz canını, geri kalan her dakıkalarını, sosyal hayatlarını hatta ailelerini koyarlar ortaya her namluya asıldıklarında. Yer yüzünde böyle pek az meslek vardır. Öğretmenlik gibi sağlık sektöründe çalışanlar gibi temel ayrım noktası şudur;
asker milattan öncelerinin, karanlık dönemlerin bile ötesinde insanın ilk yer yüzüne ayak değdirdiğinde ihtiyaç duyduğu ilk şeyi sunar. Külli güvence, hayati değerlerin korunumu. Bu gerek gerçek anlamıyla olsun, gerek kültürel toplumsal alanlarda olsun en zor anlarda önce hep asker vardır.
Çünkü asker seni, aileni evini ve bütün vatanın korunumuyla sorumlu yegane insandır.
Kutsallığını tartışmak dahi yersiz, hakikate saygısızlıktır.